DİLENCİYE PARA VERİLİR Mİ?
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
DİLENCİYE PARA VERİLİR Mİ?
Enes bin Malik anlatıyor: Bir gün Resulullah'ın (a.s.m.) huzuruna Ensar'dan birisi geldi, bir şey istedi. Resulullah ona sordu: "Evinde bir şey var mı?" "Evet, var ya ResulALLAH, bir çulumuz var. Bir tarafını altımıza seriyoruz, diğer tarafıyla da örtünüyoruz. Bir su kabımız var, onunla da su içiyoruz." "Öyleyse hemen kalk, çulu ve su kabının her ikisini de al, bana getir." O kişi gitti, her çulu ve su kabını getirdi.
Peygamberimiz çulla su kabını eline aldı, orada hazır bulunanlara gösterdi, "Şu iki eşyayı satın alacak kimse var mı?" diye sordu. Oradakilerden birisi, "Ben her ikisine de bir dirhem veririm" dedi.
Resulullah iki-üç defa, "Bir dirhemden fazla veren yok mu?" diye tekrarladı. Daha sonra başka birisi, "Ben iki dirheme alırım" dedi. Resulullah çulu ve su kabını o zata sattı. İki dirhemi aldı, eşya sahibine verdi ve şöyle buyurdu: "Bu paranın bir dirhemi ile yiyecek al, ailene bırak. Bir dirhemiyle de bir balta al, bana getir."
O adam gitti, bir balta aldı, geldi. Peygamberimiz baltaya kendi eliyle bir sap taktı. Sonra da o adama verdi: "Al bunu, git odun kes, topla, sat. Seni on beş gün görmeyeceğim" buyurdu.
O adam gitti, odun kesti, topladı, sattı. Daha sonra Peygamberimizin huzuruna geldi, on beş dirhem kazanmıştı. Bir kısmıyla giyecek, bir kısmıyla da yiyecek almıştı.
Peygamberimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Dilencilik yüzünden siyah bir nokta olarak kıyamet gününde gelmektense, şu halin ondan daha hayırlıdır. Dilenmek ancak şu üç kişiye caizdir:
1.Toprağa yapıştıran fakirliğe uğrayana (son derece yoksul düşene.)
2. Altından kalkamayacak derecede borç altına girene.
3. Para bulmak için kan parası yüklenen kimseye.
4. Çok acı veren, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan kimse, ihtiyacı kadar isteyebilir."
Hadisten açıkça anlaşılan odur ki, çalışamayacak kadar mağdur, sakat ve özürlü olan kişi, kendisine bakacak bir kimsesi yoksa, devlet de yardım etmiyorsa, ancak zarurî ihtiyacını giderecek kadar başkalarından isteyebilir, dilenebilir.
Bu zorunlu durumlar dışında, dilenciliği bir geçim aracı haline getirenler büyük bir vebalin altına giriyorlar. Bu tür kimselere Peygamberimizin ciddi bir uyarısı vardır: "Her kim malını çoğaltmak için insanlardan mallarını isterse, o ancak ve ancak ateş parçası ister. Artık bunun ister azını, isterse çoğunu ister."
Bu hadis, ihtiyacı olmadığı halde dilenmeyi reddettiği gibi, cehennem azabını netice verecek bir iş olduğunu da ifade ediyor, dilenmeyi haram sayıyor.
Bu açıdan haram işleyenlerin sayısının artmaması için, bu tür kimselerin türemesine fırsat vermemek gerekir. Duha Suresi'nde geçen "Bir şey isteyeni geri çevirip azarlama" mealindeki ayette asıl anlatılanın, ilmî bir mesele soranı, bir şey öğrenmek isteyeni geri çevirmemektir.
Yoksa bu âyet kapıya her geleni boş çevirmemek şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü bu durumda dilenciliğe fırsat tanınmış, normal bir olay gibi görülmüş olur.
1. Ebû Dâvud, Zekât: 26.
2. Müslim, Zekât: 35.
3. Es-Sâvî, 4: 330.
Peygamberimiz çulla su kabını eline aldı, orada hazır bulunanlara gösterdi, "Şu iki eşyayı satın alacak kimse var mı?" diye sordu. Oradakilerden birisi, "Ben her ikisine de bir dirhem veririm" dedi.
Resulullah iki-üç defa, "Bir dirhemden fazla veren yok mu?" diye tekrarladı. Daha sonra başka birisi, "Ben iki dirheme alırım" dedi. Resulullah çulu ve su kabını o zata sattı. İki dirhemi aldı, eşya sahibine verdi ve şöyle buyurdu: "Bu paranın bir dirhemi ile yiyecek al, ailene bırak. Bir dirhemiyle de bir balta al, bana getir."
O adam gitti, bir balta aldı, geldi. Peygamberimiz baltaya kendi eliyle bir sap taktı. Sonra da o adama verdi: "Al bunu, git odun kes, topla, sat. Seni on beş gün görmeyeceğim" buyurdu.
O adam gitti, odun kesti, topladı, sattı. Daha sonra Peygamberimizin huzuruna geldi, on beş dirhem kazanmıştı. Bir kısmıyla giyecek, bir kısmıyla da yiyecek almıştı.
Peygamberimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Dilencilik yüzünden siyah bir nokta olarak kıyamet gününde gelmektense, şu halin ondan daha hayırlıdır. Dilenmek ancak şu üç kişiye caizdir:
1.Toprağa yapıştıran fakirliğe uğrayana (son derece yoksul düşene.)
2. Altından kalkamayacak derecede borç altına girene.
3. Para bulmak için kan parası yüklenen kimseye.
4. Çok acı veren, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan kimse, ihtiyacı kadar isteyebilir."
Hadisten açıkça anlaşılan odur ki, çalışamayacak kadar mağdur, sakat ve özürlü olan kişi, kendisine bakacak bir kimsesi yoksa, devlet de yardım etmiyorsa, ancak zarurî ihtiyacını giderecek kadar başkalarından isteyebilir, dilenebilir.
Bu zorunlu durumlar dışında, dilenciliği bir geçim aracı haline getirenler büyük bir vebalin altına giriyorlar. Bu tür kimselere Peygamberimizin ciddi bir uyarısı vardır: "Her kim malını çoğaltmak için insanlardan mallarını isterse, o ancak ve ancak ateş parçası ister. Artık bunun ister azını, isterse çoğunu ister."
Bu hadis, ihtiyacı olmadığı halde dilenmeyi reddettiği gibi, cehennem azabını netice verecek bir iş olduğunu da ifade ediyor, dilenmeyi haram sayıyor.
Bu açıdan haram işleyenlerin sayısının artmaması için, bu tür kimselerin türemesine fırsat vermemek gerekir. Duha Suresi'nde geçen "Bir şey isteyeni geri çevirip azarlama" mealindeki ayette asıl anlatılanın, ilmî bir mesele soranı, bir şey öğrenmek isteyeni geri çevirmemektir.
Yoksa bu âyet kapıya her geleni boş çevirmemek şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü bu durumda dilenciliğe fırsat tanınmış, normal bir olay gibi görülmüş olur.
1. Ebû Dâvud, Zekât: 26.
2. Müslim, Zekât: 35.
3. Es-Sâvî, 4: 330.
Re:
ben, oldum bittim, hiç bir dilenciye "bişey" vermem...
ama iyi gözlem yapmaya çalışır, sahip olduklarımdan; benim olmayanları, doğru kişilerle paylaşmaya gayret ederim...
emeğine sağlık dostum....
ama iyi gözlem yapmaya çalışır, sahip olduklarımdan; benim olmayanları, doğru kişilerle paylaşmaya gayret ederim...
emeğine sağlık dostum....
basitler iftira eder,acizler şikayet eder,asiller de idare eder...
Re:
Allah razı olsun güzel bir paylaşım. Ayrıca günümüzde dilenmek adet haline gelmiş durumda malesef. Bende çok kızıyordum bu duruma çünkü çoğu zaman kapıya gelen kişiler oldukça genç ve dinç oluyorlar ama diğer taraftan geleni boş çevirmemek gerektiğini de biliyorum kısacası ne yapmam gerektiği konusunda oldukça kararsızdım. Bu yazı gerçekten çok iyi oldu. Emeğinize sağlık, selam ve dua ile...
Bizim yolumuz, incinmemek ve incitmemek yoludur!..
- hakandidinir
- Özel Üye
- Mesajlar: 2638
- Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00
Re:
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM
Re:
Allah razi olsun ciddi sıkıntı olan bir durum hz ali ile alakali bir kissa daha var surekli bir dilencinin iftar vakti geldigini ve hz alinin her seferinde elindekini ona vermesinden sonrada o kişinin cebrail a.s oldugunu anlatan bir kissa nasil davranacagimizi bilemiyoruz hz Ali gibi mi yapmali yoksa dilenciligi artirir kaygisiyla yardim etmemeli mi ?
tşk kardeş allah razı olsun güzel bir konu evt her gelen dilen ciye iatediğini verirsek onların budurumu meslek haline getirmelrine sebeb oluyoruz yani ken dimiz
onları dilen ci yapıyoruz gercek muhtac olan nekadarda ollsa belli oluyo haA biz gercek ten yardıma muhtac sanıpta verdiysekde inş rabbim bizim niyetimize bakar
karşıdaki yalan cı olsa niyetimiz önemlidir ama gercekten budurum dikkat edilmesi gereken bir durum
cok teşek kürler işte burasısı cok güzel bir örnek davranış ve en uygun ve güzeli
İki dirhemi aldı, eşya sahibine verdi ve şöyle buyurdu: "Bu paranın bir dirhemi ile yiyecek al, ailene bırak. Bir dirhemiyle de bir balta al, bana getir."
O adam gitti, bir balta aldı, geldi. Peygamberimiz baltaya kendi eliyle bir sap taktı. Sonra da o adama verdi: "Al bunu, git odun kes, topla, sat. Seni on beş gün görmeyeceğim" buyurdu.
O adam gitti, odun kesti, topladı, sattı. Daha sonra Peygamberimizin huzuruna geldi, on beş dirhem kazanmıştı. Bir kısmıyla giyecek, bir kısmıyla da yiyecek almıştı.
Peygamberimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Dilencilik yüzünden siyah bir nokta olarak kıyamet gününde gelmektense, şu halin ondan daha hayırlıdır. Dilenmek ancak şu üç kişiye caizdir:
onları dilen ci yapıyoruz gercek muhtac olan nekadarda ollsa belli oluyo haA biz gercek ten yardıma muhtac sanıpta verdiysekde inş rabbim bizim niyetimize bakar
karşıdaki yalan cı olsa niyetimiz önemlidir ama gercekten budurum dikkat edilmesi gereken bir durum
cok teşek kürler işte burasısı cok güzel bir örnek davranış ve en uygun ve güzeli
İki dirhemi aldı, eşya sahibine verdi ve şöyle buyurdu: "Bu paranın bir dirhemi ile yiyecek al, ailene bırak. Bir dirhemiyle de bir balta al, bana getir."
O adam gitti, bir balta aldı, geldi. Peygamberimiz baltaya kendi eliyle bir sap taktı. Sonra da o adama verdi: "Al bunu, git odun kes, topla, sat. Seni on beş gün görmeyeceğim" buyurdu.
O adam gitti, odun kesti, topladı, sattı. Daha sonra Peygamberimizin huzuruna geldi, on beş dirhem kazanmıştı. Bir kısmıyla giyecek, bir kısmıyla da yiyecek almıştı.
Peygamberimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Dilencilik yüzünden siyah bir nokta olarak kıyamet gününde gelmektense, şu halin ondan daha hayırlıdır. Dilenmek ancak şu üç kişiye caizdir: