şeytan şimdi oturum açtı
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
şeytan şimdi oturum açtı
Büyük Savaş
Ama biz tenhalaşmıyoruz ki dedi genç kız gözlerini yere indirirken... Biz sadece sohbet ediyoruz... Konuşuyoruz güncel mevzulardan, yazıdan ve kelimeden, gidişattan... Zaman zaman havadan ve sudan... Bazen derinlemesine, bazen öylesine... Ama saatlerce...
Tenhalaşmıyoruz dedi genç kız ısrarla... Oysa neydi tenhalaşmak; kötü karakteri şeytan olan üç kişilik bir film seti... Ya da iki kişinin şeytana yol haritası çizdiği bir yarışın en önde seyreden otomobili... Bir yalnızın iki olabilmek adına nefsinde verdiği "kalbim temiz" brifingleri... Kimine göre bir kapıyı kapatmak kadar basit bir eylem... Kimine göre tüm kapalı kapıların üstüne kilitlendiği yarı karanlık bir sofa...
Bazen bir kadın ve bir erkeğin diğer tüm beşerin soluk alıp vermesi kadar çok bahaneyi "doğru düşünce ve prensip" duvarlarına vurması, çarpması, kırması ama yok edememesi...
Bazen de "biz iki olgun insanız, biliriz kendimizi" diyerek çiftlerin dağların zirvesinde, ya da ormanın gölgesinde, yahut ırmağın akışında, tenha adına en tenha neresi varsa orada bile tenhalaşamaması... Yani yok edememesi o kesin hadis-i şerifi... Sorumluluğunu buharlaştıramaması... O sorumluluk ki kadın ve erkeği saçından ya da eteğinden kavrayıp kalabalıkların içine çekmeye muktedirdir...
Ama biz tenhalaşmıyoruz dedi kız üstüne basa basa... Oysa ona göre sadece bir odada yalnız bırakılmışlık haliydi tenhalaşmak... Bir bay-bir bayan; masa, koltuk ve sehpa, duvar, halı ve pencere...vs... Oysa yaşanan neydi; bir bay-bir bayan; ekran, kablo ve teller, kodlar, 01 ler, adresler...vs...
Bu açıdan bakmayı sevmedi genç kız "seslerimizi duymuyoruz mesela" dedi ... Oysa ses, havanın ses tellerini titretmesi ve dilin beyinden aldığı emirle o çıkan tınılara hükmetmesi demekti; ya dilim elime inip, parmaklarıma yürürse... Mesela tuşların her biri ses teli hükmüne geçip, parmaklar dil gibi ona hükmediyorsa... Öyle ya dile hükmeden akıl, parmağı başıboş bırakmaz değil mi?
Ama bakışlar yok dedi kız... Gözler, anlamın ruhtan süzülerek ışıldadığı tek yerdir dedi... "Kaş ve göz yok!"dedi ... Oysa bakış; bir anlık iletinin yanıp sönen sarı lambasından sadece birkaç "an" daha fazla yaklaştırır günaha... Camların önünde sevdiğinin bir bakışını yakalamak isteyen insanın duyduğu iştiyakın belki yüzde kaçını, muhabbet ve ünsiyet kurduğu bir kişinin "oturum açıldı" panosunu görünce de hissedebilir insan dediğin... Söz bakıştan daha tehlikelidir bazen... Aşık olduğu kişinin gözlerine yanıp yakılan bir insan iş muhabbete gelince dumura uğrar bazen... Yine ve daha fazla sözleri kalbi güneş gibi saran bir insanın gözlerini görmez olur aşık... Yani söz o bedenin gözü, saçı, eli, ayağı oluveririr...
Ama harama giden bir ayak, harama uzanan bir el yok ki dedi kız; oysa bazen tüm küçük adımları koca bir adıma sığdırıp tek adımda bulaşırız günaha... Ve elin tek bir hareketi ve bazen masum bir "tık" sesi; bazen o kadar da masum ve yalın olmayabilir... İlla günah sıcak ve akıcı mıdır... Seni alıkoyan her günah ister millerce uzağında olsun, ister ışık hızı yakınında olsun senin ceza sebebindir...
Bir başka Mütedeyyin bey ben eşimi aldatmam ki dedi özelindeki 12. bayanla konuşurken... Biz nitelikli sohbet ediyoruz... Sözüm ona beyin fırtınaları estirmektedirler... İçeride yan odada çocuklarına laf anlatmaya çalışan hanımsa kendisine ne zaman sıra gelecek diye bekler durur... Beklesin bey irşad etmektedir, cihad yazıları yazmaktadır...
Normal yaşantısında tek bir beyle bile kişisel muhabbete girmeyen dindar bayanların adres defterinde onlarca bey ve bilgisayar başında geçen onlarca saat... "Kendin"leştirirsin yazıyı ve imgeleri.. Komiksindir... Cazipsindir... Denksindir.. Ama çoğu kez Allaha yalan söylersin... Ben sadece din adına yazıyorum, öğrenip-öğretiyorum dersin... "Kardeş" dersin ama bunun şimdilik olduğunu bilirsin...
Velhasıl; insan gittiği her yeri kendi leşti rir... Sanalı da, hayali de... İçindeki isyankar yanına bir rumuz takar, isyan eder sinirlendiği konu başlıklarına... İçindeki saldırgan yanına bir isim takar sevmediği şahıslara saldırır... Kalbine hapsettiği aşık yanına bir isim takar ve site site maşukunu arar... Bazen gününde değildir mütevazı takılır... Ama asla ve asla kendi ismini kullanmaz.. Kendi ismi mütevazi olamayacak kadar dik, saldırgan olamayacak kadar asildir...
Aman canım sanal ortamdayız dedi kız son koz olarak... Unutmayalım ki; tüm yaratılmışların ve tüm buudların, bildiğimiz-bilmediğimiz tüm alemlerin ve dahi sanal alemin ilahı yine Allah (CC) tır. Ve şeytan kendini götürdüğün her yerde ya eline ya parmağına musallat olmaya devam edecektir...
Ve son söz kendimedir. Umarım Ayşe Genç sen eriyip tükenmezden evvel sahip olduğun tüm plastikler eriyip kaybolur... Ve sen bulduğun tek kömür parçasıyla ağaç kabuklarına yazı yazmaya mahkum edilirsin....
unutmayalım unutturmayalım.
Ama biz tenhalaşmıyoruz ki dedi genç kız gözlerini yere indirirken... Biz sadece sohbet ediyoruz... Konuşuyoruz güncel mevzulardan, yazıdan ve kelimeden, gidişattan... Zaman zaman havadan ve sudan... Bazen derinlemesine, bazen öylesine... Ama saatlerce...
Tenhalaşmıyoruz dedi genç kız ısrarla... Oysa neydi tenhalaşmak; kötü karakteri şeytan olan üç kişilik bir film seti... Ya da iki kişinin şeytana yol haritası çizdiği bir yarışın en önde seyreden otomobili... Bir yalnızın iki olabilmek adına nefsinde verdiği "kalbim temiz" brifingleri... Kimine göre bir kapıyı kapatmak kadar basit bir eylem... Kimine göre tüm kapalı kapıların üstüne kilitlendiği yarı karanlık bir sofa...
Bazen bir kadın ve bir erkeğin diğer tüm beşerin soluk alıp vermesi kadar çok bahaneyi "doğru düşünce ve prensip" duvarlarına vurması, çarpması, kırması ama yok edememesi...
Bazen de "biz iki olgun insanız, biliriz kendimizi" diyerek çiftlerin dağların zirvesinde, ya da ormanın gölgesinde, yahut ırmağın akışında, tenha adına en tenha neresi varsa orada bile tenhalaşamaması... Yani yok edememesi o kesin hadis-i şerifi... Sorumluluğunu buharlaştıramaması... O sorumluluk ki kadın ve erkeği saçından ya da eteğinden kavrayıp kalabalıkların içine çekmeye muktedirdir...
Ama biz tenhalaşmıyoruz dedi kız üstüne basa basa... Oysa ona göre sadece bir odada yalnız bırakılmışlık haliydi tenhalaşmak... Bir bay-bir bayan; masa, koltuk ve sehpa, duvar, halı ve pencere...vs... Oysa yaşanan neydi; bir bay-bir bayan; ekran, kablo ve teller, kodlar, 01 ler, adresler...vs...
Bu açıdan bakmayı sevmedi genç kız "seslerimizi duymuyoruz mesela" dedi ... Oysa ses, havanın ses tellerini titretmesi ve dilin beyinden aldığı emirle o çıkan tınılara hükmetmesi demekti; ya dilim elime inip, parmaklarıma yürürse... Mesela tuşların her biri ses teli hükmüne geçip, parmaklar dil gibi ona hükmediyorsa... Öyle ya dile hükmeden akıl, parmağı başıboş bırakmaz değil mi?
Ama bakışlar yok dedi kız... Gözler, anlamın ruhtan süzülerek ışıldadığı tek yerdir dedi... "Kaş ve göz yok!"dedi ... Oysa bakış; bir anlık iletinin yanıp sönen sarı lambasından sadece birkaç "an" daha fazla yaklaştırır günaha... Camların önünde sevdiğinin bir bakışını yakalamak isteyen insanın duyduğu iştiyakın belki yüzde kaçını, muhabbet ve ünsiyet kurduğu bir kişinin "oturum açıldı" panosunu görünce de hissedebilir insan dediğin... Söz bakıştan daha tehlikelidir bazen... Aşık olduğu kişinin gözlerine yanıp yakılan bir insan iş muhabbete gelince dumura uğrar bazen... Yine ve daha fazla sözleri kalbi güneş gibi saran bir insanın gözlerini görmez olur aşık... Yani söz o bedenin gözü, saçı, eli, ayağı oluveririr...
Ama harama giden bir ayak, harama uzanan bir el yok ki dedi kız; oysa bazen tüm küçük adımları koca bir adıma sığdırıp tek adımda bulaşırız günaha... Ve elin tek bir hareketi ve bazen masum bir "tık" sesi; bazen o kadar da masum ve yalın olmayabilir... İlla günah sıcak ve akıcı mıdır... Seni alıkoyan her günah ister millerce uzağında olsun, ister ışık hızı yakınında olsun senin ceza sebebindir...
Bir başka Mütedeyyin bey ben eşimi aldatmam ki dedi özelindeki 12. bayanla konuşurken... Biz nitelikli sohbet ediyoruz... Sözüm ona beyin fırtınaları estirmektedirler... İçeride yan odada çocuklarına laf anlatmaya çalışan hanımsa kendisine ne zaman sıra gelecek diye bekler durur... Beklesin bey irşad etmektedir, cihad yazıları yazmaktadır...
Normal yaşantısında tek bir beyle bile kişisel muhabbete girmeyen dindar bayanların adres defterinde onlarca bey ve bilgisayar başında geçen onlarca saat... "Kendin"leştirirsin yazıyı ve imgeleri.. Komiksindir... Cazipsindir... Denksindir.. Ama çoğu kez Allaha yalan söylersin... Ben sadece din adına yazıyorum, öğrenip-öğretiyorum dersin... "Kardeş" dersin ama bunun şimdilik olduğunu bilirsin...
Velhasıl; insan gittiği her yeri kendi leşti rir... Sanalı da, hayali de... İçindeki isyankar yanına bir rumuz takar, isyan eder sinirlendiği konu başlıklarına... İçindeki saldırgan yanına bir isim takar sevmediği şahıslara saldırır... Kalbine hapsettiği aşık yanına bir isim takar ve site site maşukunu arar... Bazen gününde değildir mütevazı takılır... Ama asla ve asla kendi ismini kullanmaz.. Kendi ismi mütevazi olamayacak kadar dik, saldırgan olamayacak kadar asildir...
Aman canım sanal ortamdayız dedi kız son koz olarak... Unutmayalım ki; tüm yaratılmışların ve tüm buudların, bildiğimiz-bilmediğimiz tüm alemlerin ve dahi sanal alemin ilahı yine Allah (CC) tır. Ve şeytan kendini götürdüğün her yerde ya eline ya parmağına musallat olmaya devam edecektir...
Ve son söz kendimedir. Umarım Ayşe Genç sen eriyip tükenmezden evvel sahip olduğun tüm plastikler eriyip kaybolur... Ve sen bulduğun tek kömür parçasıyla ağaç kabuklarına yazı yazmaya mahkum edilirsin....
unutmayalım unutturmayalım.
güzel bir paylaşım olmuşta bazı yerlerine asla katılmıyorum bu yazıyı yazan kimse bayanmı sadece bunu bayanlara izafe edemeyiz değilmi erkekler cokmu masum aynı şeyleri hatta fazlasını erkeklerde yapıyor hem dini siteleri niye katıyorlar bu yazıya kendini bilmiyen kimseler yapıyorsa sitede namusuyla hizmet etmeye calışan kimselerin sucu ne sanal alemse herkes kötümü demek bu yazıyı yazan kimsenin başından gecmiş demekki sonra kötü herzaman kötüdür sanldada reeldede yani sadece pc başında yapılan bir olaymı bunlar nefis insan oglu ile oldugu sürece bu heryerde aynı olur.selametle
Re:
BENCE DE BU YAZI ANLAMSIZ VE SAÇMA.BAYANLARI SUÇLAMIŞ GENELDE.AYRICA BENİMDE BU SİTEDEN TANIDIĞIM ABİM VAR ARADA GÖRÜŞÜYORUZ DA BU SONRADAN ABİM OLMIYCAK ANLAMINAMI GELİYO ÇOK KIZDIM HARBİDEN.DİNİ SİTELERE DE TAŞ ATILMIŞ AŞIK ARIYO FALAN KİMSE BURDA AŞIK SEVGİLİ ARAMIYO ARANILAN YERLER BELLİ DİNİ SİTELER DEĞİL YANİ YAZIYI OKUMADAN EKLEMİŞSİNİZ SANIRIM BİZİM VE SİZİN GİRDİĞİNİZ SİTEYE TAŞ ATILMIŞ SİZDE ALIP KOYMUŞSUN BURAYA...TÖVBE YA RABBİM YA
En son TuAnA tarafından 20 Kas 2007, 15:08 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Zindandan Dışarı Giden Tek Yol; RüYa
Re:
evt paylaşımınız çok güzel...uyarınız için Allah razı olsun...söyledikleriniz msn konusunda olsaydı çok haklısız derdim ama site ortamında böyle olması bu düşüncelere girilmesi zor...bildiklerini her yerde tebliğ etmek gerekli...tabi bunun zamanını da iyi ayarlamak lazım sürekli onula uğraşıp aileyi ihmal etmek doğru değil...vesselam...
Re:
yazı biraz geç saatlerde yazılmış normaldir....maalesef bu tür şeyler var hayatta ... ama sanırım enver43 bu meseleleri onayladığı için değil, tıpkı var olan türban konusuna dikkat çekilmesi gibi, bu konuya da dikkat çekmek istemiş,öyle inanmak istiyorum...
insanların bir çoğunun sevdiği,bir çoğunun eşi ve bir çoğunun da arayışı var....sınırları belli olan insan, heryerde sınırları dahilindedir... hepimiz çoğu kez ikinci aşkımızı bulmuşuzdur... ikinci aşk diyorum çünkü, bizler teslimiyet içinde olan insanlarız ki, adımıza müslüman diyoruz;ÖNCE RABBİMİZE AŞIĞIZ...öyle aşk ki bizi her halde, her yerde şaşırtıyor...aşkta romantizm lazımsa, romantizmin ileri aşamasını sunmuş;kırmızı gülü yaratmış...bundan Rabbimizi kişileştirmek anlamı çıkmasın sakın, RABBİMİZ BİZİM KİŞİLİĞİMİZDE VAR;Rabb ve kişilik kelimesi bir cümle içinde ancak bu anlamda kullanılabilir...
ümit ediyorum bu yazı bir hata...aslında madalyonun diğer yüzü ama...bana biraz şehevi duygularla islamın harmanlanmış, sıcak ve soğuk karıştırılıp ılımanlaştırılmaya çalışılmış hali gibi geldi;madalyonun defolu yüzü yani...
şimdi...erkeklerin nefsen kadınlardan daha zayıf olduğunu hepimiz biliyoruz...yani sabır anlamında sevap katetmede, bayanlardan daha şanslılar...ne yazık ki buna rağmen üzülerek söyleyeyim; bu kadınlar; Hz. Aişe'ye, Hz.Hatice'ye, Hz. Fatıma'ya ve ismini sayamadığım nice güzelliklere rağmen, neden hala şeytan olarak görülüyor... ve daha ilginci bizim, anlayışlı, işin farkında dediğimiz erkekler neden bu acziyetin içindeler... soyundan nebinin çıkmaması şeytanlığa delalet midir...
lütfen artık silkinelim... klasiklikten çıkalım artık derken, özden kopmayalım...unutmayalım ki bizler teslimiyetimizle özümüze bağlıyız..bu bağlılığı insan beyni bir lastikle denkleştirecek olursa, o lastiğin esnekliği kadar özümüzden uzaklaşabiliriz..hatırlatayım KOPMAK YOK...o esnekliği de icazeti veren Kuran belirler, Kuran'a denk düşen sünnet belirler... bunun dışında lafı evirip çevirip saçma noktalara getirmeye gerek yok...
buz ile ateş bir arada durmaz... dinin bazı noktaları için gri diye bir şey yoktur, ya beyazdır ya siyahtır...çünkü Yüce Yaratıcı sözlerinin somut delili olan Kuran ile bizlere; grinin, beyazın, siyahın tanımını yapmıştır... anlıyoruz ki bu dinde gri bir karışım değil, kişiliği olan bir renktir...
o zaman bize düşen yerimizi belirleyip, nerede duracaksak, prensipleriyle oraya sadık kalmaktır...
MÜSLÜMAN; ''bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu''türünden ''ŞEY''*ler içinde bulunmayandır...
*ŞEY kelimesi dünyadaki en geniş kavrammış, bu nedenle kullandım...
insanların bir çoğunun sevdiği,bir çoğunun eşi ve bir çoğunun da arayışı var....sınırları belli olan insan, heryerde sınırları dahilindedir... hepimiz çoğu kez ikinci aşkımızı bulmuşuzdur... ikinci aşk diyorum çünkü, bizler teslimiyet içinde olan insanlarız ki, adımıza müslüman diyoruz;ÖNCE RABBİMİZE AŞIĞIZ...öyle aşk ki bizi her halde, her yerde şaşırtıyor...aşkta romantizm lazımsa, romantizmin ileri aşamasını sunmuş;kırmızı gülü yaratmış...bundan Rabbimizi kişileştirmek anlamı çıkmasın sakın, RABBİMİZ BİZİM KİŞİLİĞİMİZDE VAR;Rabb ve kişilik kelimesi bir cümle içinde ancak bu anlamda kullanılabilir...
ümit ediyorum bu yazı bir hata...aslında madalyonun diğer yüzü ama...bana biraz şehevi duygularla islamın harmanlanmış, sıcak ve soğuk karıştırılıp ılımanlaştırılmaya çalışılmış hali gibi geldi;madalyonun defolu yüzü yani...
şimdi...erkeklerin nefsen kadınlardan daha zayıf olduğunu hepimiz biliyoruz...yani sabır anlamında sevap katetmede, bayanlardan daha şanslılar...ne yazık ki buna rağmen üzülerek söyleyeyim; bu kadınlar; Hz. Aişe'ye, Hz.Hatice'ye, Hz. Fatıma'ya ve ismini sayamadığım nice güzelliklere rağmen, neden hala şeytan olarak görülüyor... ve daha ilginci bizim, anlayışlı, işin farkında dediğimiz erkekler neden bu acziyetin içindeler... soyundan nebinin çıkmaması şeytanlığa delalet midir...
lütfen artık silkinelim... klasiklikten çıkalım artık derken, özden kopmayalım...unutmayalım ki bizler teslimiyetimizle özümüze bağlıyız..bu bağlılığı insan beyni bir lastikle denkleştirecek olursa, o lastiğin esnekliği kadar özümüzden uzaklaşabiliriz..hatırlatayım KOPMAK YOK...o esnekliği de icazeti veren Kuran belirler, Kuran'a denk düşen sünnet belirler... bunun dışında lafı evirip çevirip saçma noktalara getirmeye gerek yok...
buz ile ateş bir arada durmaz... dinin bazı noktaları için gri diye bir şey yoktur, ya beyazdır ya siyahtır...çünkü Yüce Yaratıcı sözlerinin somut delili olan Kuran ile bizlere; grinin, beyazın, siyahın tanımını yapmıştır... anlıyoruz ki bu dinde gri bir karışım değil, kişiliği olan bir renktir...
o zaman bize düşen yerimizi belirleyip, nerede duracaksak, prensipleriyle oraya sadık kalmaktır...
MÜSLÜMAN; ''bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu''türünden ''ŞEY''*ler içinde bulunmayandır...
*ŞEY kelimesi dünyadaki en geniş kavrammış, bu nedenle kullandım...
Re:
Neyi ve neden kabul etmiyoruz..
Bu yazının burda bu kadar tepki alıcağını tahmin etmezdim..Yazılanların hangisi yalan?Hangisi yanlış?Herkes bu amaçla interneti kullanıyor diye bir şey söylenmemiş kendi çizgisini bilen biliyor.Ben kendimi bilirim deyip nefsinin kurbanı olanlara,amacından sapanlara tokat gibi bir yazı olmuş!
İslam emretmiyormu **Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin. (Ahzab,32)
?Nereden biliyorsunuz karşınızdaki insanın sizi nasıl algıladığını.
**Amir bin Rabia radıyallahu anhtan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;Bir erkek ve kadın başbaşa kaldığında üçüncüsü şeytan olur.
**İbni Abbas radıyallahu anhümadan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
Bir erkek, bir kadın ile yanlarında mahremleri olan bir kimse bulunmadan yalnız kalmasın.
Yoksa ben bu Hadis ve Ayetleri yanlış mı algılıyorum(?)
Diğer yorum yapan arkadaşların niyetleri halis ona göre yorumları olmuş.Belkide bu tip olaylara hiç şahit olmamışlar....Benim çevremde şahit olduğum bu kadar olay varken bu yazıya katılmamak elde değil.
Bu yazının burda bu kadar tepki alıcağını tahmin etmezdim..Yazılanların hangisi yalan?Hangisi yanlış?Herkes bu amaçla interneti kullanıyor diye bir şey söylenmemiş kendi çizgisini bilen biliyor.Ben kendimi bilirim deyip nefsinin kurbanı olanlara,amacından sapanlara tokat gibi bir yazı olmuş!
İslam emretmiyormu **Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin. (Ahzab,32)
?Nereden biliyorsunuz karşınızdaki insanın sizi nasıl algıladığını.
**Amir bin Rabia radıyallahu anhtan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;Bir erkek ve kadın başbaşa kaldığında üçüncüsü şeytan olur.
**İbni Abbas radıyallahu anhümadan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
Bir erkek, bir kadın ile yanlarında mahremleri olan bir kimse bulunmadan yalnız kalmasın.
Yoksa ben bu Hadis ve Ayetleri yanlış mı algılıyorum(?)
Diğer yorum yapan arkadaşların niyetleri halis ona göre yorumları olmuş.Belkide bu tip olaylara hiç şahit olmamışlar....Benim çevremde şahit olduğum bu kadar olay varken bu yazıya katılmamak elde değil.
Re:
sevgili sırr burdaki tepkiler yazının haksızlığına değil ki...
burdaki tepkinin teması;''her gördüğün kadını yazıdaki gibi sanma'' hatırlatması...
bu noktada anlaşalım...bir de ''evet böyle siteler var ama, biz kendimizi böyle şeylerden arındırmak için islamiyaşamdayız'' feryadı...yanlış yerde miyiz yoksa...yoksa virüs burayada mı bulaştı....hafezanALLAH!!!
özde aynı fikir üzereyiz...okey... no panik...???
burdaki tepkinin teması;''her gördüğün kadını yazıdaki gibi sanma'' hatırlatması...
bu noktada anlaşalım...bir de ''evet böyle siteler var ama, biz kendimizi böyle şeylerden arındırmak için islamiyaşamdayız'' feryadı...yanlış yerde miyiz yoksa...yoksa virüs burayada mı bulaştı....hafezanALLAH!!!
özde aynı fikir üzereyiz...okey... no panik...???
Re:
Yazıda sitelerden ziyade msn deki karşı cins ile konuşmalara atıf yapılmış.Beria abla sen''her gördüğün kadını yazıdaki gibi sanma'' hatırlatması yapıyorsun ben "Yazıda anlatılanlarında gerçek olduğunun,inkar edilemez olduğunun"hatırlatmasını yapıyorum...Çatışmıyoruz haklısın.Belkide farklı açılardan baktık.
bana bir programcının programına çıkarken kullandığı bir sözü hatırlattın "I'm muslim NO panic"
bana bir programcının programına çıkarken kullandığı bir sözü hatırlattın "I'm muslim NO panic"
BEN HER KADIN KÖTÜDÜR DEMİYORUM, BURDA ANLATILMAK İSTENEN KADINLARINDA ERKEKLERİNDE BU KONULARDA DİKKATLİ OLMASI GEREKTİĞİ.
zaten burda anlatıldığı gibi olan kimselerde var.şu günlerde islami chat diye bir sürü siteler var burda başlayan sohbetler başka şekillere ve boyutlara gidiyor.maksat daha dikkatli olunması.
zaten burda anlatıldığı gibi olan kimselerde var.şu günlerde islami chat diye bir sürü siteler var burda başlayan sohbetler başka şekillere ve boyutlara gidiyor.maksat daha dikkatli olunması.