Bir gün Behlül, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculuktan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşidin huzuruna çıktı.
Harun Reşid sordu:
Bu ne hal Behlül, nereden geliyorsun?
Cehennemden geliyorum ey hükümdar.
Ne işin vardı cehennemde?
Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.
Peki, getirdin mi bari?
Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar;
Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir dediler.
...........................................................................................................
Bursa evliyâsından Molla Ayas, bir gün sevdiklerine;
- Dün akşam, ocağa odun atıyordum ki, içerde yanıp kor haline gelen kömürleri gördüm, buyurdu.
Aman Allahım! O ne hararetti öyle.
Elimi hemen geri çekip, gayri ihtiyari;
- Yâ Rabbî, bu ateşe nasıl dayanılır? dedim.
Sonra da;
- Bu ne ki?.. diye düşündüm kendi kendime.
Bu ateş, Cehennem ateşi yanında hiç kalır.
- Hiç mi kalır? dediler.
- Evet. Çünkü Cehennemden bir kıvılcım bu dünyaya gelmiş olsa, onun sıcaklığından bu dünya erir, biter.
- Cehennem ateşi bu kadar mı şiddetli?
- Elbette. O ateşte yanan bir kimseyi, oradan çıkarıp dünya ateşine koysalar;
Oooh, burası ne rahatmış der.
Günah işlerken bunu düşünsek, hemen vazgeçeriz.
Ve ekledi:
- Büyüklerimiz; Haram, ateştir buyurmuşlardır.
YÜREK YANGINLARI
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Re: YÜREK YANGINLARI
Günah işlerken bunu düşünsek, hemen vazgeçeriz.
Zindandan Dışarı Giden Tek Yol; RüYa