Sinek
Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir:
-Bana bir sinek ilacı verir misiniz?
Temel:
-Tabii, sineğunuzun nesi var?
Hastane
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti.
Biraz ötede sağlık ocağı vardı. Temel:
-Ben şurada pansuman yaptırayım, dedi. İçeri girince karşısına iki
kapı çıktı. Birinde -Hastalıklar-, ötekinde-Yaralar- yazılı idi -Yaralar-
kapısından girdi. Yine önünde iki kapı vardı. Birinde -Et-, ötekinde
-Kemik- yazıyordu. -Et- kapısından girdi. Yine iki kapı çıktı karşısına.
Birinde -Önemli-, ötekinde -Önemsiz- yazıları vardı. -Önemsiz-
kapısından girince kendini sokakta buldu.
Arkadaşı sordu:
-Nasıl iyi baktılar mı?
-Hayır; ama organizasyon müthiş.
Çok Var
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay
iciyorlar.Amerikali cayini bitirince bardagi havaya
firlatmis,silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:
-"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla
iki kere cay icmeyiz"
Ingiliz de bunun üzerine cayini bitirip bardagi havaya firlatmis
ve ates ederek bardagi parçalamiş.
-"Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere cay içmeyiz"
Bunun üzerine Irakli da çayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis,
silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldürmüs:
-"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni
adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz...
Babanın Sonu
Babam öldu, demis Temel.
ilyas sormus:
- Neden oldu?
- Apartmanın sekizinci katının balkonundan düştü.
- Eyvah parcalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine dusunce oradan havalanip karsi
apartmana yoneldi.
- Apartmana mi carpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda camasirlar asili idi.Camasir ipine
vurup
fabrikanin bahcesine dustu.
- Orada mi oldu?
- Yok, fabrika celik yay fabrikasi, bahcedeki yaylarin uzerine dusup
havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu
Temelden Nükteler...
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Re: Temelden Nükteler...
harika ya arasıra böyle güldüren yazılar lazım ya.sinek hikayesi cok hoştu.paylaşımın icin teşkler.
Annesinden temel'e mektup
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşerilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinesi var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
Geri getir
Temel, İngiliz ve Fransız bir adaya düşmüşler. Uzun bir süre bu adada kaldıktan sonra adada bulunan bir cin bunlara acıyarak yanlarına gelmiş ve kendilerinden birer dilek istemelerini istemiş, İngiliz "ben ülkeme gitmek istiyorum demiş. " cin isteğini yerine getirmiş ve İngilizi ülkesine göndermiş. Fransız da aynı dileği istemiş ve o da ülkesine gitmiş. Son olarak temelden isteğini soran cinden temel şu dileği dilemiş
Ben burada yalnız kaldım. Canım sıkıldı onları geri getir.
Kırmızı ışık
Adamın birini kırmızı ışıkta geçtiği için polis durdurmuş, adamdan
ehliyet ruhsat istemiş. Adam da "Yanımda yok, arkadaşın evinde
içiyorduk, sanırım fazla kaçırdım, biraz sarhoşum orada unutmuş olmam
lazım" demiş.. Polis dumur olmuş tabii..Kırmızı ışık, alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmiş komiserine durumu anlatmış...
Komiser gelmiş adama ehliyet ruhsat sormuş, adam çıkartıp uzatmış hemen. Komiser şaşırmış tabiii...
Alkol metreyi çıkarıp üfletmiş, adamda zerre alkol yok...
Şaşırmış tabi..
"Yaw memur bana sizin alkollü olduğunuzu ve ehliyetinizin yanınızda
olmadığını söyledi" demiş.
Bizim uyanık dönmüş komisere..
"Siz ona aldırmayın, pek iyi değil galiba.. Birazdan size kırmızı ışıkta
geçtiğimi filan da söyleyebilir"
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşerilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinesi var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
Geri getir
Temel, İngiliz ve Fransız bir adaya düşmüşler. Uzun bir süre bu adada kaldıktan sonra adada bulunan bir cin bunlara acıyarak yanlarına gelmiş ve kendilerinden birer dilek istemelerini istemiş, İngiliz "ben ülkeme gitmek istiyorum demiş. " cin isteğini yerine getirmiş ve İngilizi ülkesine göndermiş. Fransız da aynı dileği istemiş ve o da ülkesine gitmiş. Son olarak temelden isteğini soran cinden temel şu dileği dilemiş
Ben burada yalnız kaldım. Canım sıkıldı onları geri getir.
Kırmızı ışık
Adamın birini kırmızı ışıkta geçtiği için polis durdurmuş, adamdan
ehliyet ruhsat istemiş. Adam da "Yanımda yok, arkadaşın evinde
içiyorduk, sanırım fazla kaçırdım, biraz sarhoşum orada unutmuş olmam
lazım" demiş.. Polis dumur olmuş tabii..Kırmızı ışık, alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmiş komiserine durumu anlatmış...
Komiser gelmiş adama ehliyet ruhsat sormuş, adam çıkartıp uzatmış hemen. Komiser şaşırmış tabiii...
Alkol metreyi çıkarıp üfletmiş, adamda zerre alkol yok...
Şaşırmış tabi..
"Yaw memur bana sizin alkollü olduğunuzu ve ehliyetinizin yanınızda
olmadığını söyledi" demiş.
Bizim uyanık dönmüş komisere..
"Siz ona aldırmayın, pek iyi değil galiba.. Birazdan size kırmızı ışıkta
geçtiğimi filan da söyleyebilir"
- hakandidinir
- Özel Üye
- Mesajlar: 2638
- Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00