Kur'an Okumanın Faziletlerinden.

[gulferi]

A'meş, Ebû Salih yolu ile gelen bir rivayette Ebû Hüreyre (r.a.) Resûlüllah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir:


"Bir kimse, mü'min kardeşinden, dünya sıkıntılarının birini alırsa, Allahü Teâlâ ondan âhiret sıkıntılarının birini alır.
Bir kimse, eli dar olan birine mühlet verirse, Allahü Teâlâ dünya ve âhirette ona kolaylık verir.
Bir kul Müslüman kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah, kulunun yardımcısıdır.
Bir kimse, ilim için bir yola girerse, Allahü Teâlâ ona cennete giden bir yola girmeyi kolaylaştırır.
Bir topluluk, Allah'ın evlerinden birinde toplanır, Allah'ın kitabından bir âyet okurlarsa, ders yolu ile aralarında onu öğrenmeye çalışırlarsa, Allahü Teâlâ onlara SEKîNET (Kuvvei mâneviyye, manevî güç) indirir, kendilerini rahmet kaplar ve melekler onları sarar. Ve, Allah onları katındakilere anlatır."




Yezîd b. Ebî Hubeyb, Resûlüllah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu anlattı:

"Bir kimse Kur'ân'a yardımcı olursa, Allahü Teâlâ onun anasından ve babasından cehennem azabını hafifletir."





Abdullah b. Mes'ud şöyle anlatır:

"Kur'ân'ı okuyup ona göre hayâtına yön veren kimse, insanlar uykudayken okumalı; insanlar yerken, mahzun okumalı; insanlar gülerken, o ağlaya ağlaya okumalı; insanlar kibirlenip dururken, Allah korkusu ile okumalıdır. Ayrıca, çok ağlayan, hazîn, halîm, sakin ve yumuşak tabiatlı olmalıdır. Cefacı, gafil, boşboğaz ve sert dilli olmamalıdır."



Muhammed b. Kâ'b el-Kurezî şöyle anlatır:

"Bir kimse Kur'ân okursa, Resûlüllah (s.a.v.)'ı görmüş gibi olur. Sonra şu âyet-i kerimeyi okudu:
"... Bu Kur'ân bana sizi ve (sizden sonra) erişenleri uyarmam için vahyolundu." (En'âm sûresi, âyet: 19)



Şöyle anlatılır:

Cennetin dereceleri Kur'ân âyetlerinin sayıları kadardır. Kıyamet günü Kur'ân okuyana şöyle denir:
— Daha fazlasını yapsaydın, dereceni artırırdık.




Halid b. Beşir, Hüseyin b. Ali (r.a.) yolu ile gelen bir rivayette, Resûlüllah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu anlattı:


"Namazını ayakta kılarken Kur'ân okuyana, her harften yüz iyilik vardır. Namazda oturarak Kur'ân okuyana, Allahü Teâlâ her harfinden elli iyilik yazar. Namazın dışında Kur'ân okuyana, her harfinden yirmi iyilik vardır.
Bir kimse, sevap ümidi ile Allah'ın kitabından bir şey dinlerse, her harfinden bir iyilik alır.
Bir kimse, Kur'ânı Kerîm'i okur hatmederse, Allah katında onun için makbul bir duası vardır. Bu duanın karşılığı; ya dünyada alınır ya da âhirete kalır."




Katade, Ebû Musa el-Eş'arî yolu ile gelen bir rivayette, Resûlüllah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu anlattı:

"Kur'ân okuyan bir mü'min, kavun gibidir. Hem kokusu, hem de tadı güzeldir.
Kur'ân okumayan bir mü'min ise, hurma gibidir. Tadı güzeldir, ama kokusu yoktur.
Kur'ân okuyan bir münafığın mîsâli de, reyhandır. Kokusu iyidir; ama, tadı acıdır.
Kur'ân okumayan bir münafığın mîsâli ise, Ebûcehil karpuzu gibi olup, kokusu yoktur, tadı da acıdır."



Ukbe b. Âmir, Resûlüllah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu anlattı:

"Kur'ân'ı gizli okuyanın mîsâli, sadakayı gizli veren kimsedir. Kur'ân'ı açıktan okuyanın mîsâli de sadakayı açıktan veren kimsedir."

Yani bir kimse sadakayı açıktan verirse, olur ama, gizli sadaka vermek daha faziletlidir.




Ebû Cafer Ali b. Ahmed, Sazan b. İbrahim, Ali b. Hüseyin Huleynî, Hasan b. Ziyad yolu ile gelen bir rivayette, Ebû Hanife (r.a.) şöyle demiştir:

"Bir kimse, senede iki defa Kur'ân'ı hatmederse, onun hakkını ödemiş olur. Resûlüllah (s.a.v.), Kur'ân'ı senede bir defa Cebrail'e okurdu. Vefat ettiği sene, iki defa okudu."






Tenbihu'l Gâfilîn

[yasindinle]

BOL BOL OKUYALIM ARKADAŞLAR