Mahşer Yeri
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
-
- Forum Sorumlusu
- Mesajlar: 428
- Kayıt: 11 Kas 2008, 00:00
- Konum: http://alicinan.wordpress.com/
- İletişim:
Mahşer Yeri
Hak Taâlâ, yeryüzünü şiddetli bir rüzgâr ile dümdüz edip,
Şam sahrasının hizasında mahşer yerini yüzbin yeryüzü kadar geniş eder.
Arş altındaki hayat denizinden kırk gün devamlı olarak insan menisi gibi bu dünyaya yağmur iner.
Bütün yeryüzü deniz gibi doldukta; çamur tabakasında toprak olan insan ve hayvan bedenlerinin tümü,
o yağmuru çekip, bütün parçaları bir yere gelip, her ceset evvelki görünümünde olup,
yeryüzünde bakla gibi biter. Her beden, kendi olgunluğuna yeter.
Sonra Hak Taâlâ, en son ölen sekiz meleği diriltip, İsrafil aleyhisselama: "Suru üfle!" diye emreder.
O dahi, üçüncü üfleyişi öyle zarif ve lâtif üfler ki, surun içinde sakin olan ruhlar, o demde ufuklara yayılıp,
her can kendi kafesini bulur. Nasıl ki, koyun sürüsü içinde her kuzu kendi anasını bilir; bunun gibi her can kendi cismini bilip ve bulup onunla kalır. İlk ve son yaratıklar, melekler, huriler, insanlar, cinler, şeytanlar,
deniz hayvanları ve her hayvanları, bütün haşereler, kıyametin bir anında tamamen ruh bulurlar ve mahşer yerine her taraftan toplanırlar. Peygamberlere, velilere, âlimlere ve salihlere cennetten elbiseler ve buraklar gelip; giyip ve binip, arşın gölgesine gidip,
minber ve kürsüler üzerinde rahat ve selametle otururlar. Geri kalan yaratıkların cümlesi,
aç, susuz, başları açık, çıplak, yalınayak yürüyerek, düşe kalka arasat meydanına gelip,
mahşer yerinde haşrolurlar. Sıklaşıp, ayak üzerinde dururlar. Tepelerine güneş, bir mil miktarı yakın olup, hararetten çok ter dökerler. Kimi topuğuna, kimi dizine, kimi göğsüne,
kimi boğazına dek ter içinde kalırlar. Niceleri ter denizinde gömülürler.
Cehennemi, yeraltından mahşer meydanına yetmişbin saf zebaniler getirirler.
Mahşer halknı, halka gibi kuşatırlar. Mahşer halkı, ellibin yıl kadar hesabı beklemekle
o halde sıkıntı içinde kalırlar. Dünyada, Kiramen kâtibin; yazdığı amel defterlerini
sahiplerine verirler. Müminlee ve itaatli olanlara sağdan, kâfirlere ve bozgunculara soldan verirleri.
Hak Taâlâ, bütün yaratıklarına orada vasıtasız kelam söyler.
Kıyametin bir anında hepsinin hesabını görüp; kimine hitap, kimine itap eyler.
Hak Taâlâ, mazlumun hakkını zâlimden alıp, zâlimin hasenâtı varsa mazluma verir;
yoksa, mazlumun günahlarını zâlime yükler. Hesaptan sonra hayvanları toprak eder.
Kâfirer, hayvanlara gıpta edip, keşke biz de toprak olaydık, derler.
Mahşer yerinde, iki direk üzerinde, bir büyük terazi kurulur ki, her bir direğinin uzunluğu
beşyüz yıllık yoldur. Her kefesi yeryüzü kadar boldur. Bu terazi ile mahşer gününde
iyilikleri ve kötülükleri ölçerler. İyilikleri ağır gelenler cennete, kötülükleri ağır gelenler
cehenneme giderler. Meğer ki, Hak Taâlâ keremiyle kulunu affeyleye veya peygamberlerden, veya velilerden,veya âlimlerden, veya salihlerden şefaat erişe: Eğer imanla vefat eylemiş ise...
Zira ki dünyadan imansız gidenlere cennet, mağfiret ve şefaat olmaz ve hiç bir şekilde cehennemden kurtuluş bulmaz. Eğer iman ile gidip, günahları ağır gelip, mağfiret veya şefaat erişmedi ise; o, günahı kadar cehennemde yanıp, ondan sonra cennete gider. Zerre kadar iman ile giden elbette cehennemden çıkıp huzura erer.
// (Ruh-ul-Beyan - islamiyasam.com - Ücharfbeşnokta) //
Bin tane mazeret, bir tane başarıya denk değildir… Tarih yazılırken okunmaz, yazıldıktan sonra okunur...
- islamyolu_89
- Özel Üye
- Mesajlar: 283
- Kayıt: 11 Oca 2008, 00:00
- Konum: Hatay/ Antakya