Basamaklarda Unutulan Vefa

Diger Forum Konularımız

Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul

Cevapla
Kullanıcı avatarı
hakandidinir
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2638
Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00

Basamaklarda Unutulan Vefa

Mesaj gönderen hakandidinir »

Basamaklarda Unutulan Vefa

“Beni de götürsen İstanbul’a, senden başka dayanağım yok.” diyerek tuttu titreyen elleriyle oğlunun bileğinden.
“Ne olur!” dedi, “Ne olur, beni de götür oğul; tek başıma yapamıyorum buralarda.”
Anadolu’nun tozlu, topraklı köylerinin kavak yeli kokan diliyle serzenişte bulundu evlâdına.
Yalnız kalmak artık tak demişti canına.
Oğlundan gelen cevap, yaşlı gözlerini donuklaştırıverdi: “Olmaz ana; biliyorsun, götüremem seni!” Damarları çıkmış, derisi büzüşmüş cefakâr elleriyle yazmasını düzeltti: “Yakınında bir yere oturtsan beni oğlum; tövbe, girmem evine; düzeninize karışmam! Arada bir torunlarımı severim.
Yok, onu da istemezsen, dışarı bile çıkmam.
Yeter ki, yakınında olayım evlâdım!” Sesinde acı bir feryat gizliydi aslında. Birkaç kez yutkundu. Biricik evlâdından gelen cevap olumsuzdu.
Zeynep Nine bakakaldı oğlunun arkasından.

Yaşlıydı, hastaydı. Gözlerinde kalın çerçeveli bir gözlük vardı.
Yazmasını başından çenesinin altına dolandırıp bağlardı.
Bir ucu yanıktı yazmasının, gönlünün bir yanının hep yanık olduğu gibi. Yalnızlık, belini biraz daha bükmüştü.
Gözlerinden süzülen birkaç damla yaş, sanki daha da artırmıştı yorgun yılların remzi olan göz kenarlarındaki çizgileri.
Garip kalmıştı yine Zeynep Nine. Oğluna bir yuva kurmuştu mutlu olsun diye; ama o yuvada şimdi yeri yoktu.
Gelini kesin kararını vermiş; “Ya o, ya ben!” diyerek Zeynep Nine’ye evinin ve gönlünün kapılarını tamamen kapatmıştı.
Hâlbuki bir huysuzluğu da yoktu Zeynep Nine’nin; sessiz ve sakindi, ne etliye ne sütlüye karışırdı. Ama gel gör ki, yaşın getirmiş olduğu istenmeyen sakarlıklar ve bitmeyen hastalıklar Zeynep Nine’yle gelini arasına soğuk bir duvar gibi girmişti.
Hâl böyle olunca torunları da oğluyla beraber hasret defterine eklenmişti yaşlı kadıncağızın.

Gitmişti biricik evlâdı. Anacığını bir sürü dertle bırakıp gitmişti. Evinin duvarına yaslandı önce, sonra dut ağacın gölgesinin düştüğü yere oturdu.
Uzayıp giden tozlu yolların kıvrımlarına dalıp gitti. Şalvarına yapışan çamurların kuruyanlarını temizledi. Kuru bir yaprak düştü kucağına. Alıp ezdi avuçlarında. Gözleri yaşla doldu yine.
Yalnızlık çok zordu.
Oğlunun gidişinden çok, vefasızlığı hırpalamıştı ruhunu.
Eşini kaybettiğinde bile bu kadar üzülmemişti. Bir an dalıp gitti mazi yamaçlarına.
Oğlunun okula başladığı gün geldi aklına. Dut ağacının altında taramıştı saçlarını biricik evlâdının.
Bazlama yapmıştı Zeynep Kadın o gün evlâdı için. Yanına da sıcacık tarhana çorbası.
Tarladan da kıpkırmızı domates getirmişti. Zeynep Nine birden çocuklar gibi masumlaştı, nemlenen gözlerini avuç içleriyle sildi.
Oturduğu dut ağacının gölgesinden kalktı. Gün, akşama dönüyordu. Zeynep Nine ömrünün akşamında hüzünle arkadaştı artık.

Zaman, Zeynep Nine’nin yaşlılığını git gide artırıyordu.
O yılın kasım ayı sonlarına doğru kalın çerçeveli, kocaman gözlüğünü taktığı gözleri görmez oldu.
Zaten güç belâ yaptığı işleri daha da zorlaşmıştı. Allah’tan, komşuları hâl ve hatırını soruyor, ihtiyaçlarını görmeye geliyordu.
Oğlu, çok sonraları öğrenecekti annesinin gözlerinin âmâ kaldığını. Zeynep Nine’de yeni bir ümit peyda olmuştu. “Acaba” diyordu, “Acaba ömrümün görmeyen gözle geçecek bu son demlerini, onların yanında geçirebilir miyim?” Yalnızlık iyice koyulaşmıştı ufkunda ihtiyar kadının.
Bir de evinin kapısına çıkan o koca tümsek…
Merdiven yoktu kapısının önünde, toprak bir tümsek üzerinden geçip öyle varabiliyordu kapısına.
Gözleri görürken bile zor çıktığı bu tümseği şimdi nasıl çıkacaktı?
Ama evlâdı onu bu hâlde bırakmazdı, evine koymasa da yakınlarında bir yerde ev tutup onu da götürürdü İstanbullara… Bekliyordu, oğlundan bir soluk bekliyordu…
Nihayet bir gün muhtar, oğlundan haber getirdi Zeynep Nine’ye.
Anasının gözlerinin görmediğini öğrenen oğul, ömrünün son demlerinde rahat etsin diye, evinin önüne merdiven yaptıracaktı yaşlı kadının. “Oğlun, kapının önüne basamak yaptıracak Zeynep Ana, sen inip çıkarken zorlanma diye…” Muhtarın bu cümlesi zavallı kadının son ümitlerini de boşa çıkarmıştı. “Tamam” dedi, yaşlı ve yaslı gönlünü avutmaya çalışarak. “Allah razı olsun.” diye ekledi. Öyle ya, bunu da yapmayabilirdi. Muhtar, evin önüne basamaklar yapılıncaya kadar Zeynep Nine’yi evinde misafir edecekti.

Basmakların tamamlandığı günün sabahında, oğlu geldi Zeynep Nine’nin. Evlerinin önünde durdu, basamaklar tam Zeynep Nine’ye göre yapılmıştı. Fazla yüksek olmayan, yan tarafında demir parmaklığı olan… Saydı: Bir, iki, üç… Tam yedi basamak vardı.
Evin boyası eskimiş kapısına baktı. Dudakları titredi, gözleri doldu.
Dut ağacın gölgesi düşmüştü yine duvar kenarına.
Biraz ilerde anacığının kendisine mis gibi tarhanalar pişirdiği ocağı gördü.
İçi burkuldu, küt diye bir şey düştü sanki gönlünün vefasız yanına.
Bu sırada bir el dokundu omzuna: “Başın sağ olsun Bilâl!” Başı öne düştü “Dostlar sağ olsun.” derken. Yukarı mahalleden eski bir arkadaşıydı gelen. “Çok iyi insandı Zeynep Teyze. Az ekmeğini yemedim Bilâl, inşaAllah mekânı Cennet olur…” diye ekledi eski dost. Sustu vefasız oğul.
Yutkundu.
Islanan yanaklarını silerken şunları söyleyebildi: “Bu basamakları onun için yaptırmıştım.
Kolay inip çıksın diye…” Arkadaşı kafasını salladı, yüzü hüzne döndü: “Keşke buraya basamak yaptırana kadar, kendi ellerinle anacığının gönlüne basamaklar yapsaydın.
Olmadı be arkadaş, sana yakıştıramadık duyduklarımızı, gördüklerimizi.
Çok yalnız bıraktın Zeynep Teyze’yi.
Hiç olmazsa arada bir gelip hatırını sorsaydın, gönlünü alsaydın.
Neyse, tekrar başın sağ olsun…
Ne doğru konuşmuştu eski dost.
Yüreği ezildi Bilâl’in, gözleri doldu: “Bir kez bile çıkamadın bu basamaklardan. Keşke hayırlı bir evlât olup ben senin gönlüne çıkabilseydim basamak basamak.
Anacığım, hakkını helâl et bu vefasız oğluna. Ne olur, hakkını helâl et!”

A. Çetin Ermiş


Rabbim, ana babalarımızın gönlüne merdiven kuranlardan eylesin bizleri (amin).

alıntıdır.

Konya esintisinden...
Kullanıcı avatarı
melek_75
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 469
Kayıt: 08 Ağu 2009, 23:00

Mesaj gönderen melek_75 »

Rabbim, ana babalarımızın gönlüne merdiven kuranlardan eylesin bizleri (amin). AMİİN
ALLAH RAZI OLSUN HAKAN ABİ EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
Kullanıcı avatarı
yuksel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 359
Kayıt: 27 Oca 2008, 00:00
Konum: bodrum

ANA BABA HAKKI

Mesaj gönderen yuksel »

Hadisi şeriflerle Ana-baba Hakki
ANA-BABA HAKKI

Ana-babaya iyilik ve ihsan evlât üzerine farzdır onlara isyan etmek haramdır. Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Cennet kokusu beşyüz yıllık mesafeden duyulur Ana-babasını Üzenler ve sılâ-l rahmi terk edenler.bunu duyamaz.) [Taberânî]

(Ömrünün uzun rızkının bereketli olmasını istiyen ana-babasına iyilik etsin sıla-ı rahmde bulunsun!) [İ. Ahmed]

[Sılâ-i rahm ana-baba ve yakın akrabayı ziyaret etmek demektir.}

(Hanımını anasından Üstün tutana Allah la'net etsin!) [M. Cinan]

(Allah indinde en faziletli amel vaktinde kılınan namazdır sonra ana-babaya iyiliktir.) [Müslim]

(Ana-babasından biri hayatta olup da onun rızâsını almıyan onu küstüren Cehenneme girmeye müstehak olur.)

Eshâb-ı kiramdan biri Ya Resûlallah ana-baba evlâtlarına zulmetseler de rızâlarını alamıyan yine Cehenneme gider mi?) diye sorunca Peygamber aleyhisselâm üç defa (Evet zulmetseler de...) buyurdu (Beyhekî)

Şu hâlde ana-baba zâlim olup evlâda zulmetseler de günah işlemeyi emretseler de yine onları üzmemeye küstürmemeye çalışmalıdır! Günah olan emirleri yapılmaz ama yine de onları üzücü söz söylemek caiz olmaz. Ana-baba kötü bile olsa yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyaretlerini terk etmek büyük günahtır. Hiç olmazsa selâm göndererek tatlı mektup yazarak telefon ederek bu günahtan kurtulmalıdır!


Çocuğun da ana-baba üzerinde hakları

1- Evlâdın annesini iyi yerden almalıdır! Ya'nî çocuğun annesi olacak kızsâliha ve iyi bir aileden olmalıdır! ileride çocuk annesiyle kötülenmemelidir!

2- Çocuğa iyi isim koymalıdır! Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Üç oğlu olup da birine benim adımı vermlyen cahillik etmiş olur.) [Taberânî]

Ahmed Mehmed Mahmûd gibi Peygamber efendimizin isimlerini koymalıdır! Çünkü Allahü teâlâ (Hatibimin-isminde olan müslümana azâb etmeye haya ederim.) buyurdu.

3- Çocuğuna Kur'ân-ı kerîmi öğretmelidir!

4- Çocukları helâl lokma ile beslemelidir! Böyle yapmazsa haram gıdalarınyemeklerin te'sîri çocuğun özüne işler çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadîs-i şerifte(Yiyip içtikleriniz helâl temiz olsun!Çocuklarınız bunlardan hâsıl olmaktadır.) buyuruldu.

5- Çocuğu yedi yaşından itibâren namaz kılmaya alıştırmalıdır!

6- Çocuğuna ilim öğretmelidir!Dünya ve âhırette kurtuluş ilimledir

7- Çocuklara iyilik etmelidir! Hadîs-i Şeriflerde buyuruldu ki:

(Evlâdınıza ikram edin ana-babanın sizde hakkı olduğu gibi evlâdınızın da sizde hakkı vardır.) [Taberânî](Hediye verirken çocuklarınızın arasında eşitliğe riâyet edin!) [Taberânî]

8- Çocuğu güzel terbiye etmelidir!Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki: (Çocuğu güzel terbiye etmek evlâdın baba üzerindeki haklanndandır.) [Beyhekî]

(Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara müslümanlığı öğretmelisiniz! öğretmezseniz mes'ûl olursunuz.) [Müslim]
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min)
kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.


"Böcek olmayi kabullenenler ezilince sikayet etmemelidirler."

"Hepimiz hayatin kisaligindan söz ederiz de bos geçen zamanimizi nasil kullanacagimizi bilmeyiz"

"Yerinde söz söylemesini bilen özür dilemek zorunda kalmaz..."

"Geçmise dönük keskelerle yasamaktansa gelecege dönük belkilerle yasamayi tercih ederim."


"Nefsini sabretmeye alistirabildiysen ona zaferlerini müjdele..."

"Yasam geriye bakarak anlasilir ileriye bakarak yasanir."

Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de öyle davran

Asla birilerinin umudunu kırma. Belki de sahip oldukları tek şey odur

Bir düşmanı bağışlamak bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır.

Güneşe bakarsan gölgeleri göremezsin.
Kullanıcı avatarı
yuksel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 359
Kayıt: 27 Oca 2008, 00:00
Konum: bodrum

ANA BABA HAKKI (AYET)

Mesaj gönderen yuksel »

Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adı ile

15.Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."

(Ahkaf Suresi 15) Allah'a ibadet edin ve o'na hiçbir şeyi ortak koşmayın Anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın ark adaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez
Bakara Suresi/ 83:
Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, anne-babaya, yakınlığı olanlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" Sonra pek azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hala da dönüyorsunuz!
En’am Suresi/ 151:
De ki: "Gelin, size Rabbinizin neleri yasakladığını okuyayım! O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden çocuklarınızı zayi etmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kötülüklerin açığına da gizlisine de yanaşmayın, Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın İşte duydunuz ya, O, size düşünesiniz diye bunları emretti!"
Yusuf Suresi/99,100:
Ailesi Yusuf'un yanına vardıklarında, anne ve babasını kucakladı, yanına aldı ve: "Buyurun Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenle girin!" dedi
Ve anne ve babasını kendi tahtı üzerine oturttu
İsra Suresi/23:
Rabbin sadece Kendisine ibadet etmenize ve anne-babanıza, Allah’ın sizi görmekte olduğu bilinci içinde mümkün olan en iyi şekilde davranmanıza hükmetti
Eğer onlardan biri veya her ikisi yaşlanmış olarak yanınızda bulunuyorsa sakın varlıklarından veya onlara hizmetten bıkkınlıkla kendilerine ‘Öf!’ diyecek ölçüde bile kötü söz söyleme!
Onları azarlama ve daima onlara karşı tatlı dilli ve gönül alıcı ol!
Lokman Suresi/14:
Biz insana, anne-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur Önce bana, sonra da anne-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur Dönüş ancak banadır
Ahkaf Suresi/15:
Biz o insana anne-babasına güzel davranmayı tavsiye ettik Annesi onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu Onun taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına girdiği zaman: "Ey Rabbim, beni öyle yönlendir ki, bana ve anneme-babama verdiğin nimetine şükredeyim ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapayım Soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle Çünkü ben, gerçekten tevbe ile Sana yüz tuttum ve ben gerçek müsümanlardanım" der
Bakara Suresi/ 215:
Sana Allah yolunda mallarını neye harcayacaklarını sorarlar De ki: "Vereceğiniz nafaka, anne, baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah onu muhakkak bilir
Dua:
İbrahim Suresi/ 41:
Ey Rabbimiz, hesabın görüleceği kıyamet günü beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla!"
İsra Suresi/ 24:
İkisine de merhametle tevazu kanatlarını indir Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et"
Kullanıcı avatarı
hakandidinir
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2638
Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00

Mesaj gönderen hakandidinir »

melek_75 yazdı:Rabbim, ana babalarımızın gönlüne merdiven kuranlardan eylesin bizleri (amin). AMİİN
ALLAH RAZI OLSUN HAKAN ABİ EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
Allah razı olsun kardeşim sağ olunuz var olunuz
Kullanıcı avatarı
hakandidinir
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2638
Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00

Re: ANA BABA HAKKI

Mesaj gönderen hakandidinir »

yuksel yazdı:Hadisi şeriflerle Ana-baba Hakki
ANA-BABA HAKKI

Ana-babaya iyilik ve ihsan evlât üzerine farzdır onlara isyan etmek haramdır. Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Cennet kokusu beşyüz yıllık mesafeden duyulur Ana-babasını Üzenler ve sılâ-l rahmi terk edenler.bunu duyamaz.) [Taberânî]

(Ömrünün uzun rızkının bereketli olmasını istiyen ana-babasına iyilik etsin sıla-ı rahmde bulunsun!) [İ. Ahmed]

[Sılâ-i rahm ana-baba ve yakın akrabayı ziyaret etmek demektir.}

(Hanımını anasından Üstün tutana Allah la'net etsin!) [M. Cinan]

(Allah indinde en faziletli amel vaktinde kılınan namazdır sonra ana-babaya iyiliktir.) [Müslim]

(Ana-babasından biri hayatta olup da onun rızâsını almıyan onu küstüren Cehenneme girmeye müstehak olur.)

Eshâb-ı kiramdan biri Ya Resûlallah ana-baba evlâtlarına zulmetseler de rızâlarını alamıyan yine Cehenneme gider mi?) diye sorunca Peygamber aleyhisselâm üç defa (Evet zulmetseler de...) buyurdu (Beyhekî)

Şu hâlde ana-baba zâlim olup evlâda zulmetseler de günah işlemeyi emretseler de yine onları üzmemeye küstürmemeye çalışmalıdır! Günah olan emirleri yapılmaz ama yine de onları üzücü söz söylemek caiz olmaz. Ana-baba kötü bile olsa yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyaretlerini terk etmek büyük günahtır. Hiç olmazsa selâm göndererek tatlı mektup yazarak telefon ederek bu günahtan kurtulmalıdır!


Çocuğun da ana-baba üzerinde hakları

1- Evlâdın annesini iyi yerden almalıdır! Ya'nî çocuğun annesi olacak kızsâliha ve iyi bir aileden olmalıdır! ileride çocuk annesiyle kötülenmemelidir!

2- Çocuğa iyi isim koymalıdır! Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Üç oğlu olup da birine benim adımı vermlyen cahillik etmiş olur.) [Taberânî]

Ahmed Mehmed Mahmûd gibi Peygamber efendimizin isimlerini koymalıdır! Çünkü Allahü teâlâ (Hatibimin-isminde olan müslümana azâb etmeye haya ederim.) buyurdu.

3- Çocuğuna Kur'ân-ı kerîmi öğretmelidir!

4- Çocukları helâl lokma ile beslemelidir! Böyle yapmazsa haram gıdalarınyemeklerin te'sîri çocuğun özüne işler çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadîs-i şerifte(Yiyip içtikleriniz helâl temiz olsun!Çocuklarınız bunlardan hâsıl olmaktadır.) buyuruldu.

5- Çocuğu yedi yaşından itibâren namaz kılmaya alıştırmalıdır!

6- Çocuğuna ilim öğretmelidir!Dünya ve âhırette kurtuluş ilimledir

7- Çocuklara iyilik etmelidir! Hadîs-i Şeriflerde buyuruldu ki:

(Evlâdınıza ikram edin ana-babanın sizde hakkı olduğu gibi evlâdınızın da sizde hakkı vardır.) [Taberânî](Hediye verirken çocuklarınızın arasında eşitliğe riâyet edin!) [Taberânî]

8- Çocuğu güzel terbiye etmelidir!Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki: (Çocuğu güzel terbiye etmek evlâdın baba üzerindeki haklanndandır.) [Beyhekî]

(Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara müslümanlığı öğretmelisiniz! öğretmezseniz mes'ûl olursunuz.) [Müslim]
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min)
kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.


"Böcek olmayi kabullenenler ezilince sikayet etmemelidirler."

"Hepimiz hayatin kisaligindan söz ederiz de bos geçen zamanimizi nasil kullanacagimizi bilmeyiz"

"Yerinde söz söylemesini bilen özür dilemek zorunda kalmaz..."

"Geçmise dönük keskelerle yasamaktansa gelecege dönük belkilerle yasamayi tercih ederim."


"Nefsini sabretmeye alistirabildiysen ona zaferlerini müjdele..."

"Yasam geriye bakarak anlasilir ileriye bakarak yasanir."

Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de öyle davran

Asla birilerinin umudunu kırma. Belki de sahip oldukları tek şey odur

Bir düşmanı bağışlamak bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır.

Güneşe bakarsan gölgeleri göremezsin.
Allah razı olsun kardeşim sağ olunuz var olunuz
Kullanıcı avatarı
hakandidinir
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2638
Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00

Re: ANA BABA HAKKI (AYET)

Mesaj gönderen hakandidinir »

yuksel yazdı:Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adı ile

15.Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."

(Ahkaf Suresi 15) Allah'a ibadet edin ve o'na hiçbir şeyi ortak koşmayın Anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın ark adaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez
Bakara Suresi/ 83:
Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, anne-babaya, yakınlığı olanlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" Sonra pek azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hala da dönüyorsunuz!
En’am Suresi/ 151:
De ki: "Gelin, size Rabbinizin neleri yasakladığını okuyayım! O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden çocuklarınızı zayi etmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kötülüklerin açığına da gizlisine de yanaşmayın, Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın İşte duydunuz ya, O, size düşünesiniz diye bunları emretti!"
Yusuf Suresi/99,100:
Ailesi Yusuf'un yanına vardıklarında, anne ve babasını kucakladı, yanına aldı ve: "Buyurun Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenle girin!" dedi
Ve anne ve babasını kendi tahtı üzerine oturttu
İsra Suresi/23:
Rabbin sadece Kendisine ibadet etmenize ve anne-babanıza, Allah’ın sizi görmekte olduğu bilinci içinde mümkün olan en iyi şekilde davranmanıza hükmetti
Eğer onlardan biri veya her ikisi yaşlanmış olarak yanınızda bulunuyorsa sakın varlıklarından veya onlara hizmetten bıkkınlıkla kendilerine ‘Öf!’ diyecek ölçüde bile kötü söz söyleme!
Onları azarlama ve daima onlara karşı tatlı dilli ve gönül alıcı ol!
Lokman Suresi/14:
Biz insana, anne-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur Önce bana, sonra da anne-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur Dönüş ancak banadır
Ahkaf Suresi/15:
Biz o insana anne-babasına güzel davranmayı tavsiye ettik Annesi onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu Onun taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına girdiği zaman: "Ey Rabbim, beni öyle yönlendir ki, bana ve anneme-babama verdiğin nimetine şükredeyim ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapayım Soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle Çünkü ben, gerçekten tevbe ile Sana yüz tuttum ve ben gerçek müsümanlardanım" der
Bakara Suresi/ 215:
Sana Allah yolunda mallarını neye harcayacaklarını sorarlar De ki: "Vereceğiniz nafaka, anne, baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah onu muhakkak bilir
Dua:
İbrahim Suresi/ 41:
Ey Rabbimiz, hesabın görüleceği kıyamet günü beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla!"
İsra Suresi/ 24:
İkisine de merhametle tevazu kanatlarını indir Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et"
Allah razı olsun kardeşim sağ olunuz var olunuz
Cevapla

“Genel Konular” sayfasına dön