Arıların Koruduğu ŞEHİD.

Onlar birer yıldızdırlar.

Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul

Cevapla
gulferi
Forum Sorumlusu
Forum Sorumlusu
Mesajlar: 2325
Kayıt: 20 Eki 2007, 23:00
Konum: GAZİANTEP

Arıların Koruduğu ŞEHİD.

Mesaj gönderen gulferi »

Arıların Koruduğu ŞEHİD

Medineli olan Âsim b. Sabit, İslam'ın Medine'de yayıldığı ilk günlerde Müslüman oldu. Yetmiş beş arkadaşı ile birlikte Mekke'ye giderek, Allah Resulü'ne (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)biat etti. Çok iyi bir savaşçı ve okçu olan Âsim b. Sabit, Bedir sava¬şında en ön saflardaydı. Savaş başlamadan hemen önce Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sahabelerine dönerek:

- Nasıl savaşırsınız? diye sordu. Âsim, okunu ve mızrağı¬nı alarak anlattı:

- Düşman iki yüz zir'a yaklaşıncaya kadar bekleriz. İki yüz zir'a yaklaşınca ok atmaya başlarız. Daha da yaklaşır, mızraklarımızın menziline girerse mızrak atarız. Onları da geçip yanımıza kadar gelirse ok ve mızraklarımızı bir kenara koyar, kılıçlarımızla savaşırız.

Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)onun bu taktiğini çok beğendi. Sa¬habelerine dönerek buyurdu:

- Savaş işte böyle yapılır. Siz de Âsim gibi savaşın!

Attığı oklarla Bedir savaşında düşmana aman vermeyenÂsim b. Sabit, Uhud'da da düşmanın korkulu rüyasıydı.

Attı¬ğı ok ile bir Müşrik'i öldürdü. Kardeşinin öldüğünü gören müşriklerden Haris, Âsim Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yöneldi. Ancak o Hâ-ris'ten önce davranarak onu ağır yaraladı. Haris Mekke'ye getirildiğinde ölmek üzereydi.

Oğlunu bu şekilde gören an¬nesi Sülâfe feryat etti.

- Seni kim bu hale getirdi?

Haris:- Tanımıyorum. Ama ok atarken "Al! Ben Eklah'ın oğlu¬yum" deyince annesi, onun "Yalnızca Rabbim Allah'tır" de¬dikleri için Müslümanları yok etmeye gittiğini unutarak avazı çıktığı kadar bağırdı

- Yemin olsun ki Âsım'ı elime geçirirsem, onun kafatasıile içki içeceğim.

Düşman saflarına en yakın savaşan on dört kahramandan biriydi Âsim. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaralandığı sıralarda, müşrikler onu öldürmek için durmaksızın akın etmeye baş¬ladılar.

Müşriklerin saldırılarını görece ölüm biati yapan se¬kiz sahabeden biri de Âsim b. Sâbit'ti.

Uhud'dan sonra İslam'a davet için yollara düştü. Rec'i'ye geldiklerinde pusuya düşürüldüler. Pusu kuran hainler, o ve arkadaşlarına dokunmayacaklarına yemin ettiler. Ancak o, müşriklere de hainlere de güvenmiyordu. Hainlere bağırarak emanlarını reddetti:

- Müşriklerin emanını asla kabul etmem! Tam yedi oku vardı. Onların her biri ile bir müşrik öldürmeden şehit olma¬ya niyeti yoktu.Duygulanmıştı... Ama duygularını kime anlatacaktı? On¬lar şehit olursa Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) durumlarını kimden dinleyecekti? Ellerini ve gönlünü Rabbine açtı; en içten duy¬gularla yalvararak duaya durdu:

- Allah'ım! Halimizi Resulüne bildir! O dua ederken perdeler açılmış, Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olanları gözyaşları içinde seyrediyor ve ağlayarak sahabeleri¬ne anlatıyordu.

Sadağından oklarını çıkararak tek tek atmaya başladı. Attığı her ok hedefine ulaşıyordu.

Okları bitince mızrağını aldı. Şaşkına dönen hainler korkudan yanına yaklaşamıyorlardı. Biraz yaklaşan birini görünce, mızrağı ile onu yere serdi. Bundan sonra kılıcını eline aldı. Kınını kırdıktan sonra elle¬rini açarak Rabbine yalvardı:

-Allah'ım! Günün başında Senin dinini koruduğum gibi, günün sonunda da Sen benim cesedimi onlardan koru!

Hainlerin arasına daldı. Bir kişiyi öldürdü, ikisini yarala¬dı. Bunu gören hainler hep beraber Âsim Efendimizin (Radıyallâhu Anh) üzeri¬ne atılarak onu şehit ettiler.

Âsim Efendimiz müşriklere yaklaştığında bazıları onu ta¬nımıştı. Onlardan biri arkadaşlarına bağırdı:- Bu, Sülafe'nin başına ıoo deve vaat ettiği adam.Onu duyan hainlerin gözleri parladı. Âsim Efendimizin (Radıyallâhu Anh) başını kesip Mekke'ye götürmek için ona yöneldiler. Ama o Rabbine:

-Allah'ım! Elimi hiçbir müşrike dokundurmayacağım, hiçbir müşrikte bana dokunmayacak! diye söz vermişti.

Hayatı boyunca bu sözünü tutmaya çalışmıştı. İşte şimdi şehit olmuş, müşrikler onun üzerine üşüşmek üzereydi.

Rab-bi onun bu sözünü boşa çıkarmadı.

Bir anda vücudunun üze¬ri sayılamayacak kadar çok arıyla kaplandı.

Hainler ne kadar uğraştılarsa da Âsım'ın cansız bedenine yaklaşamadılar.

Arı¬lar yaklaşanı soktu. Sonunda içlerinden biri akıl verdi:

- Şimdi bırakın, gece olunca arılar çekilir, o zaman istedi¬ğimizi yaparız.

Ancak bilmedikleri bir şey vardı, onu Rabbi koruyordu.

Havada hiç bulut yokken gece bu kez şiddetli bir yağmur baş¬ladı.

Yağmur damlalarını indiren melekler Âsim Efendimizin (Radıyallâhu Anh) vücudunu alıp yağmur suları ile birlikte götürdüler.

Sabah olunca Âsim b. Sâbit'i arayan hainler, aramaktan bitap düştükleri halde onu hiçbir yerde bulamadılar.
Rahmetinden Bir Damla Bizede Ayır YaRAB...
Kullanıcı avatarı
yuksel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 359
Kayıt: 27 Oca 2008, 00:00
Konum: bodrum

ALLAH razı olsun

Mesaj gönderen yuksel »

selamun aleykum kardeşlerim.Dikkatimizi bir noktaya odaklamak istiyorum inşallah o noktaki her şeyin başı HALİS NİYET niyetin önemi ehemniyeti bir kez daha karşımıza çıkıyor.ALLAH niyetlerimizi düzeltsin,kendi rızasına çevirsin inşallah.
Cevapla

“Sahabeler” sayfasına dön