Gerçekçi Bir Gözle Hayatımızı Değerlendirelim
Filmlerde dünyanın en modern, büyük, ihtişamlı şehirlerini kuşbakışı gösterirler. Tepeden bakıldığında dev gökdelenler, renkli şehir ışıkları çoğu insan için çok cezbedici görünür. Ama bu ışıltılı dünyanın dışarıdan görünen sahte yüzüdür. Şehrin içine girip gerçekçi bir gözle değerlendirildiğinde, Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda, sanıldığı gibi albenili bir hayatın olmadığı görülür. Dev gökdelenlerin içinde çalışan insanların hayatı entrika, rekabet, kazanma hırsıyla dolu olduğu için tek bir mutlu kişi yoktur. İnsani tüm vasıflarını yitirmiş olan bu kişiler adeta bir robot gibi çalışarak şuursuzca hayatlarını sürdürürler. Caddeleri, sokakları, alışveriş merkezlerini, metroları, vapur iskelelerini dolduran bu insanlar neyi amaçladıklarını da bilmezler. Şehrin kirinin, gürültüsünün, kalabalığının, insanların yüzüne çökmüş şuursuzluğun farkına varmazlar.
Arabalar, alışveriş merkezleri, dükkanlar, restoranlar, lüks semtler şehre tepeden bakıldığında aslında hiç de hayal edildiği gibi muhteşem değildir. Alışveriş merkezleri sadece vitrinlere bakan, satın alma gücü olan insanlara hasetle bakan yüzlerce insanla doludur. Plastik tabak, bardaklarda, demir sandalye ve masalarda en basit, en ucuz malzemelerle hazırlanmış hazır yiyecekleri yiyen bu insanlar adeta büyülenmiş gibi bu sefilliğin farkına varmazlar. Bu kişiler birbirlerinden nefret ettiği için hiç kimseyle de göz göze gelmemeye çalışırlar. İnsanların çok büyük bir çoğunluğu herkesten korkup, herkesten kaçarlar; dostluk, sevgi, merhamet, şefkat, acıma duygularını tamamen yitirmiş adeta robotlaşmışlardır.
Gözleri ve vicdanları körelmiş şehirler dolusu bu insanları içinde yaşadıkları mutsuzluktan kurtaracak tek yol din ahlakını yaşamaktır. Allah'ı seven insan O'nun yarattığı tüm insanları sever. Sevgi, beraberinde merhameti, acımayı, düşkünlüğü, fedakarlığı, güzelliklerden zevk almayı getirir. Ancak o zaman tepeden bakıldığında ışıltılı, ihtişamlı görünen bu şehirlerde birbirinin yüzüne sevgiyle bakan, fedakar, güzelliklerin kıymetini bilip en mükemmel şekilde davranan insanların yaşadığı huzurlu, modern bir hayat varolabilir.
HAYATIMIZI DEĞERLENDİRELİM
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
-
- Özel Üye
- Mesajlar: 447
- Kayıt: 03 Ara 2008, 00:00
- Konum: ALLAH(C.C.)KALBİ KIRIKLARLA BERABERDİR...
Gözleri ve vicdanları körelmiş şehirler dolusu bu insanları içinde yaşadıkları mutsuzluktan kurtaracak tek yol din ahlakını yaşamaktır. Allah'ı seven insan O'nun yarattığı tüm insanları sever. Sevgi, beraberinde merhameti, acımayı, düşkünlüğü, fedakarlığı, güzelliklerden zevk almayı getirir. Ancak o zaman tepeden bakıldığında ışıltılı, ihtişamlı görünen bu şehirlerde birbirinin yüzüne sevgiyle bakan, fedakar, güzelliklerin kıymetini bilip en mükemmel şekilde davranan insanların yaşadığı huzurlu, modern bir hayat varolabilir.
bncede,Allah razı olsun kardeş
bncede,Allah razı olsun kardeş
Sizin "O"ndan başka hiçbir Yâriniz ve Yardımcınız yoktur...
Secde/4.Ayet
Secde/4.Ayet
- muhammednur
- Yeni Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: 07 Ara 2009, 00:00
Selam aleyküm
Yazının başıda sonuda güzel
Evet binalar yüksek ve muhteşem
bazıları bunların mutluluk ve saadet getırdığinı zanneder
ahıretını ve insanlıgını unutur. ölüm yokmuş gibi bu saltanatını elınde tutmak için her kötülügü yapanlar vardır.
kimisıde buralarda oturanlara imrenır onlar gibi olmaya çalışır
tabıkı güzel yaşamak her kes ister helalı bırakıp harama yanaşmasa
çünkü veren el alan elden hayırlıdır.
Allahın emretıgı gibi yaşayanlara sözümüz yok
kısmetıne razı olmak lazım
öbür dünyaya kimse bir şey götüremez izin yok
iyi amelden başka.
Yazının başıda sonuda güzel
Evet binalar yüksek ve muhteşem
bazıları bunların mutluluk ve saadet getırdığinı zanneder
ahıretını ve insanlıgını unutur. ölüm yokmuş gibi bu saltanatını elınde tutmak için her kötülügü yapanlar vardır.
kimisıde buralarda oturanlara imrenır onlar gibi olmaya çalışır
tabıkı güzel yaşamak her kes ister helalı bırakıp harama yanaşmasa
çünkü veren el alan elden hayırlıdır.
Allahın emretıgı gibi yaşayanlara sözümüz yok
kısmetıne razı olmak lazım
öbür dünyaya kimse bir şey götüremez izin yok
iyi amelden başka.
ÖLÜMÜ DÜŞÜN ONA GÖRE YAŞA.
- Cemalettin
- Özel Üye
- Mesajlar: 133
- Kayıt: 24 Ağu 2009, 23:00
- Cemalettin
- Özel Üye
- Mesajlar: 133
- Kayıt: 24 Ağu 2009, 23:00
De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi, 8)
Ölüm sizi her an yakalayabilir
Kimbilir o an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Belki de bu satırlar ahlakınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanınmışson bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu sitedeki yazıları sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.
Mutlaka öleceğiz, tüm sevdiklerimiz de ölecek, bizden önce ya da sonra mutlaka ölecekler. Bundan 100 sene sonra dünya üzerinde tanıdığımız hiçbir canlı insan kalmayacak.
Her insanın, kendi hayatı hakkında bitmek tükenmek bilmeyen planları vardır. Liseyi bitirmek, üniversiteye girebilmek, mezun olmak, işsahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek, emekli olmak, huzurlu bir hayata kavuşmak gibi... Bunların dışında, herkesin, kendi içinde bulunduğu durum ve şartlara göre daha binlerce konuda çok kapsamlı plan ve tasarıları vardır.
Oysa bu planların hiçbirinin gerçekleşeceği kesin değildir. Buna karşın ölüm, yüzde yüz gerçekleşecektir.
Yıllarca çalışıp çabalayıp üniversiteye giren bir öğrenci okuluna giderken ölebilir. Ya da yeni işe giren bir kişi işine giderken veya evlenenler düğünden dönerken ani bir trafik kazası sonucunda ölebilirler. Başarılı bir işadamı ise, işlerini çabuk halledebilmek, gideceği yere daha çabuk ulaşıp vakit kazanmak ve daha çok şeyler yapabilmek için uçak yolculuğunu tercih eder. Fakat uçak düşebilir ve hayatı hiç düşünmediği şekilde son bulabilir.
Geriye kalan planlarını gerçekleştiremeden, bir daha asla tamamlanmayacak bir şekilde yarıda bırakarak, dönüşü olmayan bir yere giderler... Oysa o gittikleri yer için hazırladıkları hiçbir planları yoktur. Gerçekleştiremeyecekleri planları yıllarca en ince ayrıntısına kadar düşünmüşlerdir, ama gerçekleşeceği kesin olan ölüm hakkında hiçbir şey düşünmemişlerdir.
Peki akla ve bilince sahip bir insan hangisine öncelik vermelidir? Gerçekleşeceği kesin olan hakkında mı, yoksa olmayan hakkında mı plan kurmalıdır? İnsanların bir kısmı, kesin olmayana önem verirler. Hayatın hangi safhasında olursa olsun bütün planlarını, gelecekte daha iyi ve daha mükemmel bir hayata kavuşabilmek için yaparlar.
Eğer insan ölümsüz olsaydı, bu davranışgerçekten de mantıklı olacaktı. Fakat bütün planlar, ölüm denen mutlak sona mahkumdur. Bu nedenle, kesin olan ölümü bırakıp kesin olmayanları önemsemek, kesinlikle akıl dışıdır.
Ama insanlardan bazıları, akıllarını kaplamış garip bir gaflet hali nedeniyle bir türlü bu açık gerçeği fark edemezler. Uzun yıllar yaşayacaklarını hatta hiç ölmeyeceklerini varsayarak sadece dünyada belirledikleri hedeflere ulaşmak için çabalarlar. Ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatlarını düşünmezler. Ona yönelik bir hazırlık yapmazlar. Hesap günü bu gerçekle yüz yüze kaldıklarında ise telafisi olmayan bu büyük hatadan dolayı çok derin bir pişmanlık duyarlar.
Ölüm sizi her an yakalayabilir
Kimbilir o an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Belki de bu satırlar ahlakınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanınmışson bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu sitedeki yazıları sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.
Mutlaka öleceğiz, tüm sevdiklerimiz de ölecek, bizden önce ya da sonra mutlaka ölecekler. Bundan 100 sene sonra dünya üzerinde tanıdığımız hiçbir canlı insan kalmayacak.
Her insanın, kendi hayatı hakkında bitmek tükenmek bilmeyen planları vardır. Liseyi bitirmek, üniversiteye girebilmek, mezun olmak, işsahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek, emekli olmak, huzurlu bir hayata kavuşmak gibi... Bunların dışında, herkesin, kendi içinde bulunduğu durum ve şartlara göre daha binlerce konuda çok kapsamlı plan ve tasarıları vardır.
Oysa bu planların hiçbirinin gerçekleşeceği kesin değildir. Buna karşın ölüm, yüzde yüz gerçekleşecektir.
Yıllarca çalışıp çabalayıp üniversiteye giren bir öğrenci okuluna giderken ölebilir. Ya da yeni işe giren bir kişi işine giderken veya evlenenler düğünden dönerken ani bir trafik kazası sonucunda ölebilirler. Başarılı bir işadamı ise, işlerini çabuk halledebilmek, gideceği yere daha çabuk ulaşıp vakit kazanmak ve daha çok şeyler yapabilmek için uçak yolculuğunu tercih eder. Fakat uçak düşebilir ve hayatı hiç düşünmediği şekilde son bulabilir.
Geriye kalan planlarını gerçekleştiremeden, bir daha asla tamamlanmayacak bir şekilde yarıda bırakarak, dönüşü olmayan bir yere giderler... Oysa o gittikleri yer için hazırladıkları hiçbir planları yoktur. Gerçekleştiremeyecekleri planları yıllarca en ince ayrıntısına kadar düşünmüşlerdir, ama gerçekleşeceği kesin olan ölüm hakkında hiçbir şey düşünmemişlerdir.
Peki akla ve bilince sahip bir insan hangisine öncelik vermelidir? Gerçekleşeceği kesin olan hakkında mı, yoksa olmayan hakkında mı plan kurmalıdır? İnsanların bir kısmı, kesin olmayana önem verirler. Hayatın hangi safhasında olursa olsun bütün planlarını, gelecekte daha iyi ve daha mükemmel bir hayata kavuşabilmek için yaparlar.
Eğer insan ölümsüz olsaydı, bu davranışgerçekten de mantıklı olacaktı. Fakat bütün planlar, ölüm denen mutlak sona mahkumdur. Bu nedenle, kesin olan ölümü bırakıp kesin olmayanları önemsemek, kesinlikle akıl dışıdır.
Ama insanlardan bazıları, akıllarını kaplamış garip bir gaflet hali nedeniyle bir türlü bu açık gerçeği fark edemezler. Uzun yıllar yaşayacaklarını hatta hiç ölmeyeceklerini varsayarak sadece dünyada belirledikleri hedeflere ulaşmak için çabalarlar. Ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatlarını düşünmezler. Ona yönelik bir hazırlık yapmazlar. Hesap günü bu gerçekle yüz yüze kaldıklarında ise telafisi olmayan bu büyük hatadan dolayı çok derin bir pişmanlık duyarlar.
- N-U-R-D-A-N
- Tecrübeli Üye
- Mesajlar: 78
- Kayıt: 09 Kas 2009, 00:00
Cemalettin Demişkii...
De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi,)
Ölüm sizi her an yakalayabilir
Kimbilir o an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Belki de bu satırlar ahlakınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanınmışson bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu sitedeki yazıları sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.
__________________________________________________________________
Çok güzel paylaşım. ALLAH Razı olsun inş...
_____________________________________________________________
RABBİM BANA YETER.
De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi,)
Ölüm sizi her an yakalayabilir
Kimbilir o an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Belki de bu satırlar ahlakınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanınmışson bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu sitedeki yazıları sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.
__________________________________________________________________
Çok güzel paylaşım. ALLAH Razı olsun inş...
_____________________________________________________________
RABBİM BANA YETER.
- Cemalettin
- Özel Üye
- Mesajlar: 133
- Kayıt: 24 Ağu 2009, 23:00