SAHABELER KENTİ DİYARBAKIR....
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
- islamsevdasi
- Özel Üye
- Mesajlar: 150
- Kayıt: 29 Ağu 2008, 23:00
- Konum: DİYARBAKIR
SAHABELER KENTİ DİYARBAKIR....
30 sahabe mezarının bulunduğu Diyarbakırın dinî ve kültürel zenginliği belgesel film halinde çekildi. 8 dilde seslendirilen ve 47 dakika süren belgesel, üç dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyu ile paylaşıyor ve Diyarbakır hakkında bilmediğimiz pek çok şeyden haberdar olmamızı sağlıyor.
Diyarbakırın üç büyük din için önemli yer teşkil eden kutsal mekanları ve kültürel zenginliklerinin filmi çekildi. Tarihle Yaşayanlar-Diyarbakır Belgeseli adını taşıyan çalışma geniş bir kadroyla yaklaşık 1 yılda tamamlanabildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdünde de çekimler yapıldı. Belgesel, Türkçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Urduca, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere 8 dilde seslendirildi. Dünyanın birçok ülkesindeki Türk ataşeliklerine gönderilen belgesel yerli ve yabancı televizyon kanallarında önümüzdeki günlerde yayınlanacak.
Spiker Mesut Mertcanın seslendirdiği belgesel, Trabzonlu yönetmen Halil Demirci, yapımcı Bahar Akay ve ekibi tarafından çekildi. Şehrin inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Demirci, 3 dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyuna ilk kez sunacakları için heyecanlı olduklarını söylüyor. Yönetmen Demirci, terör ve kapkaç çeteleriyle anılan şehrin, aslında bir peygamberler ve sahabeler kenti olduğunu, diğer semavi dinler açısından da çok sayıda kutsal mekân barındırdığını ifade ediyor. Diyarbakırın sahip olduğu zenginliklerin bugüne kadar tanıtılmamış olmasına anlam veremeyen Demirciye göre, şehir çok değerli ve okunmayı bekleyen bir kitap gibi.
Belgesel hakkında bilgi veren Demirci, kutsal mekân görüntülerini ayetlerde verilen ipuçları ve delilleri ile birlikte ekrana yansıttıklarını anlatıyor. Ashab-ı Kehf mağarasının Diyarbakırda bulunduğunu belirtirken bölgedeki ilginç bir geleneği ise şöyle aktarıyor: Lice ilçesinde 168 kişiye Ashab-ı Kehften Yemliha ismi verildiğini tespit ettik. Mağarada bekleyen köpek olan Kıtmir ismi bile 12 kişiye verilmiş. Bu isimler gelenek üzerine veriliyor. Ayrıca mağaranın görüntüsü ve güneş ışıklarının giriş şekli ayetlerde belirtildiği gibi.
Halil Demirci, ilk insanların yaşadığı, ilk tahılın ve buğdayın hasat edildiği 10 bin yıllık Çayönü bölgesi, Hilar Mağaraları ve Kikan yerleşim alanının ilk kez kendileri tarafından kameraya alındığını söylüyor. İslam, Hıristiyan ve Yahudi dünyasının ilgisini çekecek, turizm açısından önemli kutsal mekânları tespit ettiklerini bildiren Demirci, Eğil yakınlarında Yuhanna İncilinin yazıldığı mağarayı görüntülemiş. Mağarada aziz mezarları, duvarları süsleyen freskler ve kabartmaları tespit etmiş. Dağdaki mağaranın içerisinden Dicle Nehrine inen yaklaşık 200 basamaklı yol ve gizli geçitler vardı. Bu görüntüler dünya televizyonlarında yayınlandıktan sonra şüphesiz değişik inanca sahip insanlar bu toprakları ziyarete gelecektir. Hz. Elyesa ve Hz. Zülküfün burada bulunması, Hz. İlyasa peygamberliğin bu şehirde verilmesi, Hz. Yunusun Fis Kayasında 7 yıl kalması tarihî gerçeklerdir. diyen Demirci, şehri, anlatılmayı ve anlaşılmayı bekleyen bir tarih hazinesi olarak tanımlıyor.
Şairler ve yazarlar memleketi
Diyarbakırın Halid bin Velid komutasındaki İslam Ordusu tarafından 639da fethedildiğini hatırlatan Halil Demirci, şehirde o günden bugüne kadar ezan sesinin hiç dinmediğini ve şehrin hiç düşman işgaline uğramadığını söyledi. Şehrin kamuoyundaki kötü imajını hak etmediğini vurgulayan yönetmen, Diyarbakırlıya bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü ifade ediyor. Demirci, ünlü Malabadi ve Haburman Köprüsü, Çermik Kaplıcaları, Erganideki tarihî eserler ve Silvandaki Selahattin Eyyubi Camii gibi çok sayıda eserin ayakta olduğunu belirtiyor. Yurtdışındaki insanların Türkiyeyi tanımaması gibi, Türkiyenin batısının da doğusunu iyi tanımadığını anlatan Demirci, Ahmed Arif, Sezai Karakoç, Süleyman Nazif, Ozansoy ailesi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp Diyarbakırlı. diyor.
Diyarbakır belgeselinde Ulu Camiye 5 dakika yer verildi. 3 dine mabetlik yapan Ulu Cami, Diyarbakırda 4 mezhepten olan vatandaşların aynı anda ibadet ettikleri bir mekân. Yönetmen Demirci, camiden çıkan farklı mezhepten insanların aynı avluda bir araya gelmesini, beraberlik ve kardeşlik adına Diyarbakırın tarihini özetleyen bir olay olarak nitelendiriyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır; sahabeler kenti
Fetih sırasında 41 sahabe şehit oldu. Diyarbakırda 30 sahabe mezarının kesin olarak yerleri biliniyor. Ancak daha sonra şehirde kalan ve soylarını devam ettirenlerle birlikte 541 sahabe ve tâbiînin kabrinin bulunduğu belirtiliyor. Kentte halen sahabe torunu olduklarını belgeleyebilen, şecere tutan aileler var. Kentte 6 peygamberin kabri, 3 peygamberin ise makamının bulunduğu ifade ediliyor. Sahabe kabirlerinin sayısı bakımından Mekke ve Medineden sonra üçüncü sırada yer alan Diyarbakırı Kudüs, Suriye ve Irak takip ediyor.
BÜLENT CEYHAN- İBRAHİM ŞAHİN
alıntı
Diyarbakırın üç büyük din için önemli yer teşkil eden kutsal mekanları ve kültürel zenginliklerinin filmi çekildi. Tarihle Yaşayanlar-Diyarbakır Belgeseli adını taşıyan çalışma geniş bir kadroyla yaklaşık 1 yılda tamamlanabildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdünde de çekimler yapıldı. Belgesel, Türkçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Urduca, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere 8 dilde seslendirildi. Dünyanın birçok ülkesindeki Türk ataşeliklerine gönderilen belgesel yerli ve yabancı televizyon kanallarında önümüzdeki günlerde yayınlanacak.
Spiker Mesut Mertcanın seslendirdiği belgesel, Trabzonlu yönetmen Halil Demirci, yapımcı Bahar Akay ve ekibi tarafından çekildi. Şehrin inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Demirci, 3 dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyuna ilk kez sunacakları için heyecanlı olduklarını söylüyor. Yönetmen Demirci, terör ve kapkaç çeteleriyle anılan şehrin, aslında bir peygamberler ve sahabeler kenti olduğunu, diğer semavi dinler açısından da çok sayıda kutsal mekân barındırdığını ifade ediyor. Diyarbakırın sahip olduğu zenginliklerin bugüne kadar tanıtılmamış olmasına anlam veremeyen Demirciye göre, şehir çok değerli ve okunmayı bekleyen bir kitap gibi.
Belgesel hakkında bilgi veren Demirci, kutsal mekân görüntülerini ayetlerde verilen ipuçları ve delilleri ile birlikte ekrana yansıttıklarını anlatıyor. Ashab-ı Kehf mağarasının Diyarbakırda bulunduğunu belirtirken bölgedeki ilginç bir geleneği ise şöyle aktarıyor: Lice ilçesinde 168 kişiye Ashab-ı Kehften Yemliha ismi verildiğini tespit ettik. Mağarada bekleyen köpek olan Kıtmir ismi bile 12 kişiye verilmiş. Bu isimler gelenek üzerine veriliyor. Ayrıca mağaranın görüntüsü ve güneş ışıklarının giriş şekli ayetlerde belirtildiği gibi.
Halil Demirci, ilk insanların yaşadığı, ilk tahılın ve buğdayın hasat edildiği 10 bin yıllık Çayönü bölgesi, Hilar Mağaraları ve Kikan yerleşim alanının ilk kez kendileri tarafından kameraya alındığını söylüyor. İslam, Hıristiyan ve Yahudi dünyasının ilgisini çekecek, turizm açısından önemli kutsal mekânları tespit ettiklerini bildiren Demirci, Eğil yakınlarında Yuhanna İncilinin yazıldığı mağarayı görüntülemiş. Mağarada aziz mezarları, duvarları süsleyen freskler ve kabartmaları tespit etmiş. Dağdaki mağaranın içerisinden Dicle Nehrine inen yaklaşık 200 basamaklı yol ve gizli geçitler vardı. Bu görüntüler dünya televizyonlarında yayınlandıktan sonra şüphesiz değişik inanca sahip insanlar bu toprakları ziyarete gelecektir. Hz. Elyesa ve Hz. Zülküfün burada bulunması, Hz. İlyasa peygamberliğin bu şehirde verilmesi, Hz. Yunusun Fis Kayasında 7 yıl kalması tarihî gerçeklerdir. diyen Demirci, şehri, anlatılmayı ve anlaşılmayı bekleyen bir tarih hazinesi olarak tanımlıyor.
Şairler ve yazarlar memleketi
Diyarbakırın Halid bin Velid komutasındaki İslam Ordusu tarafından 639da fethedildiğini hatırlatan Halil Demirci, şehirde o günden bugüne kadar ezan sesinin hiç dinmediğini ve şehrin hiç düşman işgaline uğramadığını söyledi. Şehrin kamuoyundaki kötü imajını hak etmediğini vurgulayan yönetmen, Diyarbakırlıya bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü ifade ediyor. Demirci, ünlü Malabadi ve Haburman Köprüsü, Çermik Kaplıcaları, Erganideki tarihî eserler ve Silvandaki Selahattin Eyyubi Camii gibi çok sayıda eserin ayakta olduğunu belirtiyor. Yurtdışındaki insanların Türkiyeyi tanımaması gibi, Türkiyenin batısının da doğusunu iyi tanımadığını anlatan Demirci, Ahmed Arif, Sezai Karakoç, Süleyman Nazif, Ozansoy ailesi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp Diyarbakırlı. diyor.
Diyarbakır belgeselinde Ulu Camiye 5 dakika yer verildi. 3 dine mabetlik yapan Ulu Cami, Diyarbakırda 4 mezhepten olan vatandaşların aynı anda ibadet ettikleri bir mekân. Yönetmen Demirci, camiden çıkan farklı mezhepten insanların aynı avluda bir araya gelmesini, beraberlik ve kardeşlik adına Diyarbakırın tarihini özetleyen bir olay olarak nitelendiriyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır; sahabeler kenti
Fetih sırasında 41 sahabe şehit oldu. Diyarbakırda 30 sahabe mezarının kesin olarak yerleri biliniyor. Ancak daha sonra şehirde kalan ve soylarını devam ettirenlerle birlikte 541 sahabe ve tâbiînin kabrinin bulunduğu belirtiliyor. Kentte halen sahabe torunu olduklarını belgeleyebilen, şecere tutan aileler var. Kentte 6 peygamberin kabri, 3 peygamberin ise makamının bulunduğu ifade ediliyor. Sahabe kabirlerinin sayısı bakımından Mekke ve Medineden sonra üçüncü sırada yer alan Diyarbakırı Kudüs, Suriye ve Irak takip ediyor.
BÜLENT CEYHAN- İBRAHİM ŞAHİN
alıntı
İNANMIYORUM
SELAMIN ALEYKUM kardeşlerim.Ben inanmıyoruM.diyarbakırda bir tane sahabe olsa diyarbakır ayrılıkçı zihniyetin kalesi olmazdı.Birlik beraberlik düşüncesi olanlar müstesna onlara bir sözüm yok .
- islamsevdasi
- Özel Üye
- Mesajlar: 150
- Kayıt: 29 Ağu 2008, 23:00
- Konum: DİYARBAKIR
inanmıyorlarmış. biz sizi zorla inandıracak değiliz. gelip kendi gözünüzle görsenizde yine inanmazsınız. bizim bildiğimiz bize yeter. bu zihniyetle devam edin bakalım nereye kadar. yazıklar olsun. bu önyargılarınızı yıkmadıkça hep bu halde kalacaksınız. ayrıca diyarbakır ayrılıkçı zihniyetin değil islamiyetin kalesidir. yorumu yazan üye ayrılıkçı olmasaydı bu yorumu yazmazdı. ayrıca forum sorumluları ve site yöneticilerinin bu yoruma sessiz kalması beni derinden üzmüştür. oysa bu siteyi islamın ve kardeşliğin sitesi olarak benimsemiştim. ne diyebilirim ki.
Re:
Ya bir dur islamsevdası kardeşim..Herkesin görüşü tabiki yorumu farklıdır..Dediğin gibi peygamber şehri olabilir ben inanıyorum hatta böyle bişeyi duymuştum..hatta hz süleyman camiisinin avlusunda 12 tane kurna varmış.Hz muaz'ın oğlu hz süleyman diyarbakırı feth etmeye geldiği zaman asker susuz kalmış.aiaslam ordusu susuzluktan ölecekmiş.Gözyaşı ile dua etmiş,, Ya RAbbi şuanda bana Hz musaya verdiğin tasarrufu gücü ,kuvveti ver diyor.cenabı hakta veriyor.Ve elini yüzüne sürer sürmez 12 yerden su akmaya başlıyor..Aynen hz musanın asasını vurup 12 yerden su çıkması gibi...Ben inanıyorum sahabe kabride olabilir peygamber kabride...Türkiyenin çeşitli illerinde var zaten..Rabbim şefaatlarına nail eylesin kardeşim..Ayrıca yüksel kardeşimize belki biraz tuhaf kaçmmış olabilir..tartışmaya lüzüm yok dua ile..
Rahmetinden Bir Damla Bizede Ayır YaRAB...
- islamsevdasi
- Özel Üye
- Mesajlar: 150
- Kayıt: 29 Ağu 2008, 23:00
- Konum: DİYARBAKIR
gülferi abla iyi bilin ki bizler ayrılıktan yana değil kardeşlikten yanayız. islamiyaşamın değerli üyeleri de benim kardeşlerimdir. hepsine saygım var. ama hepimiz resullullahın ümmetiyiz. lütfen birbirimizi kırmayalım.yorumlarımızı yazarken empati yaparak, düşünerek yazarsak sanırım daha doğru olur. bu hayatta yaptığımız herşeyi allah rızası için ve resullullahın hatırı için yapmazsak demek ki boş bir hayat yaşıyoruz. rabbim hepinizden razı olsun selam ve dua ile.
Re:
Tabiki ayrım yok kardeşim hepimiz müslümanız elhamdülilah,hepimiz peygamber ümmetiyiz..Bak bende yaşıyorum doğu kentinde ama ayrım yapmıyorum..Her yoruma ,her görüşe açık olmalıyız kardeşim..burası bir forum paylaştığımız şeylere olumlu yada olumsuz yorumlar olacaktır..Hemen celellenip birbirimizi kırmayalım..Sendende ALLAH razı olsun kardeşim..Paylaşımlarının devamını bekliyoruz inşALLAH..
Rahmetinden Bir Damla Bizede Ayır YaRAB...
- islamsevdasi
- Özel Üye
- Mesajlar: 150
- Kayıt: 29 Ağu 2008, 23:00
- Konum: DİYARBAKIR
dilimiz, kültürümüz, siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir, herkesin buna saygı duyması gerekir. bizleri ortak paydada birleştiren değerlerimiz vardır. bizlere ayrılıkçı diyerek, önyargılı düşünerek, bilmeden konuşarak, bizleri bu toplumdan dışlamaya çalışanlar ne kadar yanlış yaptıklarının farkında değiller. birlik , beraberlik ve kardeşlik duygusundan yoksun olanlar bu düşüncelerini halen sürdürmektedir. artık bu önyargılarınızı yıkın. değerli islamiyaşam üyelerine saygılarımla.
fitne
değerli kardeşim bakın sana değerli kardeşim diyorum .Çünkü ayrı ırk ayrı halk olmamıza rağmen ayrılıkçı değil birleştirici unsura birlik ve beraberliğe şanlı geçmişimize omuz omuza sırt sırta çanakkalede kıbrısta kurtuluş savasşında birlik ve beraberlik ruhunu hala taşıyan benim hem din hem vatan kardeşimsin.A ma islam sevdalısı kardeşim güneş balçıkla sıvanmaya kalkılıyor.Bugün televizyon seyrettı isen ayrılıkçı zihniyetin eş lideri soyadı TÜRK ama vatan haini gidiyor .sözde kürdistan haritası önünde .güneyddoğu ve doğuyuda içine alan bir harita .yoksa kürt, arab,zaza ,çerkez,ALLAH ın inanmış tüm kulları benim kardeşimdir AMA birde gerçek varkiVATAN KUTSALDIR.VATAN BÖLÜNMEZ.ŞİMDİ BUNU DÜŞÜNMEKLE BEN IRKÇI OLURMUYUM.soruyorum tüm islami yaşam üyelerine.yoksa benim sadaat ımda kürtçe konuşuyor.çevremdeki sofi arkadaşlarımda kürt hepsinide seviyorum.