Göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Diger Forum Konularımız

Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul

Cevapla
Kullanıcı avatarı
islamsevdasi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 150
Kayıt: 29 Ağu 2008, 23:00
Konum: DİYARBAKIR

Göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Mesaj gönderen islamsevdasi »

Medine de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir
kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi
tamamlayıp ayrılmak üzere iken Resulullah 'ın Ravza sında
elektrik çarpması sonucu vefat etti
ve Cennetül Bakiye
defnedildi.

Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye'ye döndü.
O zaman 7 yasında olan oğlu bugün ortaokul öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir
makale yazmış ve birincilik almış.

PEYGAMBER SEVGİSİ;
Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi
bırakmıştım geldiğim yerde
Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya

Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya
gözlerimi açmıştım.
Doğduğum hastane senin Ravza nın hemen
yanı basında olduğu için,duyduğum ilk koku senin bahçenin
gül kokuları olmuş.

Babam gelip de daha kulağıma ezan okumadan,
kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş.
40 günlük olduğumda ilk
ziyaretim ide senin Hane-i Saadetine yapmışım.

İlk adımlarımı senin Ravzan daki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk
buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım.
Hemen hemen
yaptığım her ilkte Sen varsın.
Daha konuşmasını öğrenmeden Seni
sevmeyi öğrendim ben.

Yağmur_gibi

belki Seni çok tanımazdım ama, sanki bana çok çok
yakınmışsın gibi severdim Seni.

Senin evini her ziyarete
gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder
evinden her ayrılışımız da hüzünlenirdik.
Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence
yerlerine götürsün isterler.
Biz Medine'de yaşadığımız sürece hiç
babamızdan parka götürmesini istemedik.
Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç ?
Sanırım Medine'deki hiçbir çocuğun cani sıkılmazdı.
Bahçesi ve bahçenin biricik Efendisi vardi. Bizim vaktimizin
çoğu o bahçede geçerdi. Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı
ile basamazdık.

Yalın ayak dolaşırdık mermerlerin üstünde.
Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten.
Yazın mermerler ayaklarımı yakardı.
Sorardım.
Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye.
Babam da

<<Evlad>>

Doyamadım yaralıyım yaralıyım
Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım.
Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin
güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu.
Medine'den ayrıldığımızdan beri
belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir turlu ısınamıyor.

Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi
kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık.
Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama
içimi ısıtması için onun Ravzasında yalın ayak koşmam lazımdı.
Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki
Medine müezzini ezanı, sanki Bilal ' i Habeşi okuyor
sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir
bilmez. Babamın yanında namaz kılardık

Büyük sütunların
altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem
bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza
usulca bir kedi sokulurdu.

Babam 'incitmeyin sakin, onlar
Ebu Hüreyre ' nin kedileri' derdi, biz de inanırdık senin
Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev
sahibiydin çünkü.

Çarşamba günleri hep Uhud 'a giderdik. Senin çok sevdiğin
amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle
Ayneyn tepesine ikar oradan Uhud'da yatan 70 şehide selam
verirdik.
Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi
olurduk. Uhud'da senin Ravza nın kokusu gibi gül kokardı.
Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki.
İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım Senin
köyünde, Senin gül bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki
yanımda Sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti.

Seni
görmesem de Seninle yasamaya o kadar alışmıştım ki Senin
yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canim, bir parçam
orada kalmıştı.
Buraları bana gurbet oluverdi.
Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep
büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf Senin yanına gelebilmek
için büyümek istiyorum.

Senin yanına geldığım zaman büyümüş
bile olsam bahçendeki mermerlerde yalın ayak dolaşacağım. Ta ki
güneşin içimi ısıtana kadar.
Senin hasretinden içim üşüyor.

Belki hasretin herkesi yakar, beni de ısıtıyor işte. Çünkü
benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın.
Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana
gelemesem bile sen beni hiç bırakma. Işığınla gecelerimize
nur ol.

Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani Sana
Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı.
Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, ara sıra
da olsa evimizi şereflendiriver.

Hem benim adım Nebi, aynen
Seninki gibi. Bu ismi bana Seni çok seven bir dostun koymuş.
Diğer adım da Muhammed, yine Senin gibi. Bu ismi de canım
babacığım koymuş. Buraya gelirken Senin köyünde bıraktığımız
babacığım.
Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de Senin gibi babasız
büyüyorum. Ben çok şanslıyım,Sen bize asla yetimliğimizi
hissettirmedin.

Medine'den ayrıldığımızdan beri sanki Sen hep yani
başımızdaymışın gibi hissediyorum.

Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve
Seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez Hamd
ederim. Babam Senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini
gömerken ağabeyimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada
kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım.

Çünkü abimin terlikleri
hep babamla kalacaktı
Babamı son ziyaret edişimizde bende kimse görmeden
terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim.
İşte simdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı.

Evet demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de
terliklerimi bırakmıştım geride.

Babam ve terliklerim hep oradaydı,gelemezlerdi
Ama güneşim hep yanımızdaydı.
Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ilgisiz bırakır mi?

Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını
biliyordum.

Gözümüz gönlümüz Seninle aydınlanır Efendim.
Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır.

Bir gün Sana gelişim geç bile olsa bana,
Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak ..
Ta ki Aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp
kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed SON durağım OLSUN.


alıntı.
Kullanıcı avatarı
inci
Forum Sorumlusu
Forum Sorumlusu
Mesajlar: 1055
Kayıt: 29 May 2008, 23:00

Re: Göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Mesaj gönderen inci »

"Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed SON durağım OLSUN. "

Allah senden razı olsun islamsevdası!!!

O kadar güzel bir paylaşım ki; benim de yüreğim yazıda kaldı, çok etkilendim.Rabbim o sıcaklığı hissetmeyi bize de nasib eder inşaallah.

Oralara gidebilmeyi, o havayı alabilmeyi ve havanın bereketinden faydalanabilmeyi cümle inananlara nasib et Allah'ım. AMİN
 Bizim yolumuz, incinmemek ve incitmemek yoludur!..
Kullanıcı avatarı
hakandidinir
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2638
Kayıt: 10 Oca 2007, 00:00

Re: Göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Mesaj gönderen hakandidinir »

allah razı olsun kardeşim
gulferi
Forum Sorumlusu
Forum Sorumlusu
Mesajlar: 2325
Kayıt: 20 Eki 2007, 23:00
Konum: GAZİANTEP

Re: Göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Mesaj gönderen gulferi »

Gerçekten çok dokunaklı bir şiir..Ağlamamak elde değil helede orayı görüp o manevi havayı yaşadıktan sonra hiç dayanılmıyor kendilinden akıyor gözyaşlarımız..Evet mescid-i nebevi'nin içinde kediler dolaşıyor..bizde merak ederdik neden giriyorlar diye..Keşke bizde bişeylerimizi bırakıp gelseydik..Rabbim zatına hakiki kul,O şanı yüce peygamberimize hakiki ümmet eylesin..dua ile..
Rahmetinden Bir Damla Bizede Ayır YaRAB...
Cevapla

“Genel Konular” sayfasına dön