Hukuk Fakultesinde Bir Ayrıcalık Sınavı

[Karbeyaz]

--------------------------------------------------------------------------------
Hukuk fakültesinin çok tanınmış bir hocasıydı... Hiçbir konunun ve hiçbir kişinin önünde eğilmeyen bir kişiliğe sahipti. Bir gün fakültenin dekanı kendisini odasına çağırdı. Konu, bir öğrenciye yapılması istenilen ayrıcalıklı tutumdu.
Dekan, konuya doğrudan girdi:
“Ankara’dan Sayın Filanca aradılar” dedi. “Oğluna iki kez geçer not vermemişsin. Böyle birşeyin olmasını bir kez daha görmek istemiyor. Şimdi senden rica ediyorum, bu çocuğa zorluk çıkarma, çocuk senin yüzünden sınıfta kalmasın lütfen...”
Dekanın “Ankara’dan Sayın Filanca” dedi- ği kişi, ülke yönetiminde etkin bir konumda bulunuyordu.
Saygın hukuk profesörü, dekanın bu isteğine karşı çıktı:
“Bu çocuğa hak etmediği bir notu vermemi nasıl istersiniz benden?” dedi. “Ben bu çocuğa böyle ayrıcalıklı davranırsam, öteki öğrencilerime haksızlıklık etmiş olmaz mıyım?”
Dekan, profesörün bu sözlerini duydu ama dinlemedi:
“Koskoca Sayın Filanca’nın isteğini yerine getirmemiş mi olacağız yani?” dedi. “Ayrıca, yirmi yıldan buyana senle birlikte görev yapıyoruz bu fakültede. Benim gibi eski bir arkadaşının senden kırk yılda bir istediği bu basit şeyi nasıl geri çevirebilirsin? Hem, cebinden çıkmayacak ya vereceğin bu not... Üstelik hem bir iyilik yapmış olacaksın, hem de bir öğrenciyi sevindirmiş olacaksın...”
Saygın profesör eski arkadaşı karşısında daha fazla direnmedi.
“Peki, merak etmeyin, isteğinizi yerine getireceğim” dedi, öğrencinin adını aldı ve dekanın odasından çıktı.
Kendisinden bir öğrencisine ayrıcalıklı dav
ranması istenilen profesörün dersi, hukuk fakültesinin en zor derslerinden biriydi. Dört yüz dolayındaki öğrencilerin ancak yarısı kadar bir bölümü bu dersin sınavından geçer not alabiliyordu.

O yıl da sınav yapıldıktan on gün kadar sonra sonuçlar duyuru tahtasına asılmıştı. Fakat o yıl, sınav listelerine bakan herkes hayretlere düşmüştü. Çünkü uzun yıllardan buyana görülmemiş bir durum vardı listelerde. Sınava giren 380 öğrencinin tümü de, bu zor dersten geçer not almıştı.
O yıl bu “ilginç” sınav sonuçları yalnızca öğrencileri değil, fakülte dekanını da çok şaşırtmıştı. Eski arkadaşı profesörü odasına çağırdı ve bu durumu açıklamasını ondan, biraz da alaylı bir biçimde istedi:
“Senin dersin sınavına giren öğrencilerin tümü geçerli not almışlar, hocam” dedi. “Hayrola, yoksa sen herkesin geçer not aldığı Devrim Tarihi dersi mi vermeye başladın?”
Saygın profesör, dekanın bu alaycı konuşmasını umursamadı bile. Kendisinden beklenilen açıklamayı, sakin bir biçimde yaptı:
“Siz benden yalnızca bir öğrenci için ayrıcalıklı davranmamı istemiştiniz, ben ise bu isteğinizi fazlasıyla yerine getirdim, tüm öğrencilerim için ayrıcalıklı davrandım” dedi. “Öyle ki, bir tesviyeyle ölçseydiniz, tümünü aynı düzeyde buluştukları eşit bir çizgide biraraya getirdiğimi görürdünüz.”
Sonra kendisi de alaylı bir ifadeyle sürdürdü açıklamasını:
“Hem cebimden çıkmadı ki, verdiğim notların hiçbiri” dedi. “Üstelik iyilik de yapmış oldum; bir öğrenciyi sevindirmek yerine, tüm öğrencileri sevindirmiş oldum..

[gaysinisan]

çok güzel bir paylaşım canım.emeğine sağlık..

[atesal]

Allah senden razı olsun.Bunun devamını bekliyoruz.İnşallah devamı gelir.Bİzi böyle aydınlatmaya devam et.