Yıl 1453, mevsim bahar idi. Bizanstan Tebriz ve Semenkanda ulaşan haberler Osmanoğlu Mehmed Hânın Kral Konstantini yendiği ve İstanbulu aldığını bildiriyordu. Haberciler bir şey daha ilâve ediyorlardı sözlerine: Cihangir hükümdar, Moğol istilacılarına hiç benzemeyen ilim ve hikmet sahibi münevver bir genç... Kılıcın zaferini kelâm ve kalemin hüneri ile tartıyor...
Orta Asya hâkanları düşünüyorlardı... Bu gazanfer yarın doğuya yönelirse ne yapacaklardı?.. Tebriz hükümdarı Uzun Hasan hemen ona bir elçi göndermeyi planladı ve meşhur astronomi ve matematik âlimi, memleketin medâr-ı iftihârı mümtaz insan Ali Kuşçu (v. 1474)yu yola çıkardı. Uluğ Beyin gözde talebesi ve şarkın o asırdaki hikmet güneşi olan Ali Kuşçuya acaba nasıl muâmele olunacak, deneyecekler ve ona göre genç Sultân Fâtih Mehmed Hâna karşı politika geliştireceklerdi.
Ulaklar, Ali Kuşçunun 200 kişilik bir kafile ile Osmanlı hudutlarından giriş yaptığını Sultan Fâtihe bildirdikleri gün, şu mealde bir ferman çıkarıldı: Her vilâyet menzilinde kendilerine bin altın yol harçlığı verile...
Güzîde müsâfir Üsküdara ulaştığı gün, kalabalık bir ulemâ topluluğu onu istikbâle gelmişti. O devrin büyük şâirlerinden vezir Ahmed Paşa da bunların arasında idi. Uzunca müddet sohbet ettiler ve birbirlerine ısındılar. Hazret-i Fâtih, sarayında her ikisini birlikte kabul etti ve Ali Kuşçuya sordu:
Ahmed Paşayı nasıl buldunuz?
Acem ve Arap memleketlerinde emsâli yoktur.
Sultan Fâtih aldığı cevabın eksiğinı şöyle tamamladı:
Moğol illerinde de menendi bulunmaz. Hele siz de bizim sarayımızda iken... Sonra şöyle devam etti: Bilir misiniz, size sunulan harçlık şahsınıza değil ilminize (kalem ve kelâmınıza) idi. Helâlliğinden emin olunuz!..
Fâtih Sultan Mehmed Hân (k.s.), onu Ayasofya Medresesine müderris olarak tâyin etti. Bunun yanında kendi hususî kütüphânesinin müdürlük vazifesini de verdi.
Ali Kuşçu merhûmun, İstanbul medreselerindeki astronomi ve matematik ilimlerindeki çalışmaları neticesinde, büyük gelişmeler oldu. Derslerine İstanbulun meşhur âlimleri de iştirak ederdi. Hatta Hz. Fâtih, vakit ve fırsat buldukça bizzat kendisi de... İlim sâhasındaki hizmetleri ile meşhur olan Hoca Sinan Paşa, Molla Lûtfî ve Ali Kuşçunun oğlu Mîrim Çelebi gibi âlimler, hep onun derslerinde yetiştiler.
... Ali Kuşçu merhum, Risâletün-fil-Fethiyye isimli eserinin son kısmına gök cisimlerinin uzaklıklarıyla alâkalı bir bâb ilâve edip, Otlukbeli Zaferinin bir hediyesi olarak Hz. Fâtihe arz etmiştir. Bu eserde, ekliptiğin eğimini hesap eden Ali Kuşçu, eğimi 23° 30 17 (yirmi üç derece, otuz dakika, on yedi sâniye) olarak bulmuştur. Astronomide gelinen bugünkü imkânlarla bulunan değer ise, 23° 17 dır. Bu iki değer arasındaki küçük fark, herhalde, Ali Kuşçunun astronomi ve matematik ilmindeki derecesinin yüksekliğini ortaya koymaya kâfidir.
HZ.FÂTİHİN İLME VE ULEMÂYA VERDİĞİ KIYMET
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
HZ.FÂTİHİN İLME VE ULEMÂYA VERDİĞİ KIYMET
Testiyi doldurmak için çeşmeyi bulmak gerek. Hizmet nimettir, Rabbim (c.c.) hizmetlerinde muvaffak eylesin.!!
- caretta_caretta
- Yeni Üye
- Mesajlar: 18
- Kayıt: 22 Ağu 2008, 23:00
Re: HZ.FÂTİHİN İLME VE ULEMÂYA VERDİĞİ KIYMET
Eline sağlık.. İşte iman ile ilmin aynası ve Müslümanlığın zerefati canım Osmanlı Sultanları, Ulemaları, Paşaları Allah (cc) ın Rahmeti üzerlerine olsun , huzur içinde yatsınlar.