Dosdoğru namaz kılın, zekât verin, rükû' eden (mü'min)lerle birlikte rükû' edin." (Sure-i Bakara 43).
Tadil-i erkâna, lügat itibariyle "tomaninet" adı verilmektedir. Fıkıh ilminde, "mafsalların rüku ve secdede, kendi mahallerinde SÜBHANALLAH diyecek kadar müstakar (kararlaşmış) olması ve sükun üzere bulunmasıdır" şeklinde tarif olunmaktadır.
Tadil-i erkânın fıkhi hükmüne gelince, rükû' ve secdedeki tadil-i erkânın vacip olduğunda Hanefi mezhebinin âlimleri ittifak etmişlerdir. Kavme (rü-ku'dan kalkınca bir tesbih miktarı ayakta durma) ve celsedeki (birinci secdeden kalkınca bir tesbih miktarı oturmadaki) tadil-i erkanın vacip olduğu görüşü, fıkıh bilginlerinin ekserisinin tercihi bulunmaktadır.
İbnü Hümam ismindeki fıkıh âlimi, bunlar arasında bir ayrım yapmamış ve hepsinin vacip olduğunu söylemiştir.
Bu hükümlerin delili olan hadis-i şerifleri sizlere nakletmek istiyorum. Şöyle ki:
a) Kişi, rükû' ve secdede sırtını (tadil-i erkâna uygun olacak şekilde) düz yapmadıkça namazı câiz olmaz" (Ebû Davud c. 1, s. 226).
b) Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edilmiştir. Resulullah (s.a.v.) başını rükûdan kaldırdığı zaman, ayakta dümdüz doğrulmadıkça secdeye varmazdı. Secde edip de başını kaldırdığı zaman, oturarak doğrulmadıkça (ikinci) secdeye eğilmezdi. (Oturduğunda) sol ayağını döşer (sağ ayağını diker)di (İbni Mace c. 1, s. 288).
c) Ben, yedi kemik üzerine; alın, (bunu ifade ederken) eliyle burnunu işaret etti. Eller, dizler ve ayakların (parmak uçları üzerine secde ile emrolun-dum. Bir de elbiseleri ve saçları çekmemekle (emrolundum)" (Müslim c. 2, s. 52).
Secdede alnın yere konulması farz olup, burnun konulması ise vaciptir. Bir özür bulunmadıkça burnun yere değmemesi mekruhtur. Ellerin ve dizlerin yere konulması ise sünnettir. Ayakların, hiç olmazsa bir ayağın, parmaklarının yere konulması zaruridir. Bu kadar bir kısmı yere değmezse secde caiz olmaz.
Tadil-i erkanın vacip olduğunun delili olarak kabul edilen bir hadis-ı şerifi naklederek mevzuun açıklık kazanmasına yardımcı olmak istiyorum:
d) Ebû Hüreyre (r.a.)'den (rivayet olunmuştur). Resulullah (s.a.v.) mescide girdi. Peşinden de bir adam(1) girdi ve namaz kıldı, peygamber (s.a.v.)'e (gelip) selam verdi. Resulullah (s.a.v.) onun selamına mukabele etti ve "Dön, namaz kıl. Çünkü sen namaz kılmadın" dedi. O, döndü (daha önce) kıldığı gibi namaz kıldı, sonra gelip Peygamber (s.a.v.)'e selam verdi. Resûli Ekrem, "Dön, namaz kıl. Zira sen namaz kılmadın" dedi (ve bunu) üç defa (tekrarladı). O kişi, "Seni hak (bir din) ile Peygamber olarak gönderen (zat-ı akdes)e andolsun ki, bundan başkasını güzel (ifa) edemiyorum. Onu bana hemen öğretiver" dedi. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Namaz kılmaya kalktığın zaman tekbir al. Sonra ezberinde olan ve sana kolay gelen yerden (Kur'ân) oku. Sonra azaların rahat olacak şekilde rüku yap. Sonra dümdüz olacak şekilde (başını rükudan kaldır. Daha sonra azaların rahat olacak şekilde secde et. Sonra azaların rahat olacak tarzda bir oturuş için (başını) kaldır. Her namaz da bunu böyle yap" (Buhari c.1,S 184)
Ey Münevver Gençler!
İşinin çokluğunu ve vaktinin darlığını bahane ederek, vücudunuzda depolanmış gençlik enerjisinin tesirine kapılarak tadil-i erkanı terketmeye kalkışmayınız. Çünkü bu, zaman zaman uygulanmakla alışkanlık haline dönüşür. İş için namazda acele etmek, İslami ölçülere aykırıdır. Namaz için işte fedakarlık yapılabilir ve fakat iş için tadil-i erkanda fedakarlık asla caiz değildir. Dini hükümlerin mübelliği bulunan Resûl-i Ekrem'in Abdullah b. Muğaffel (r.a.)'den rivayet olunan hadis-i şeriflerinde şöyle buyrulmaktadır:
"İnsanların hırsızlıkta en ileri olanı, kendi namazından çalan kimsedir." (Ashâb tarafından): "Ey Allah'ın Resulü, kişi namazından nasıl hırsızlık yapar?" denildi. Resulullah, "Rukûunu ve secdesini tam yapmaz. İnsanların en cimrisi de selâm (verip alma) da bahil davranandır" buyurdu (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 70).
Tadil-i erkânı Terketmekten Sakınmak
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Tadil-i erkânı Terketmekten Sakınmak
Yolun düşer, Medine’yi münevvereye uğrarsan Var Yeşil Ravza’yı gör seher yeli. Yüzüm, imkânım yok, beni sorarsan Yakar ciğerimi, kor seher yeli..
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re:
Çok önemli bir konu. Fakat etrafıma baktığımda pek önem verildiğini göremiyorum....
Sebebi ise araştırma, yeni bilgiler edinmeye ihtiyaç duymamamız. Toplumumuzun büyük bir kesmi namaz kılmanın yeterli bir ibadet olduğunu düşünüyor. Namaz gerçekten büyük bir ibadettir. Namaz dinin direğidir denmiş fakat hakkı ile kılabilirsek .....
Unutmayalımki bir mevzuyu öğrendikten sonra, etrafımızdaki insanlara bu bilgiyi aktarmakla mükellefiz... Bu yazıyı her okuyan kardeşimiz etrafındaki insanlara Tadis-i Erkan ı hatırlatsa bilenler de kendi aralarında tekrar yapsa ne güzel olur dimi ?
Sebebi ise araştırma, yeni bilgiler edinmeye ihtiyaç duymamamız. Toplumumuzun büyük bir kesmi namaz kılmanın yeterli bir ibadet olduğunu düşünüyor. Namaz gerçekten büyük bir ibadettir. Namaz dinin direğidir denmiş fakat hakkı ile kılabilirsek .....
Unutmayalımki bir mevzuyu öğrendikten sonra, etrafımızdaki insanlara bu bilgiyi aktarmakla mükellefiz... Bu yazıyı her okuyan kardeşimiz etrafındaki insanlara Tadis-i Erkan ı hatırlatsa bilenler de kendi aralarında tekrar yapsa ne güzel olur dimi ?
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com
GÜZEL BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİN KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN.
Ismail Hakki Bursevi (k.s.) Hazretleri, Maide suresinin hirsizin cezalandirilmasi ile alakali 38. ayet-i celilesini tefsir ederken, su iki hadis-i serifi kaydetmektedir: Resulullah efendimiz (s.a.v.), "Insanlarin hirsizlik bakimindan en kötüsü, namazindan calandir." buyurunca ashab-i kiram (r.a.), "Ya resulAllah!Bir insan namazindan nasil hirsizlik yapar?" dediler. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), "Namazin rüku´ve sücudunu tam yapmamak suretiyle" diye cevap verdiler.
Diger hadis-i serifte de, yine rükünlerinden calinarak kilinan namaza isaretle söyle buyurmuslardir: "Ki$i, altmis sene (bu sekilde) namaz kilar da, bir namazi bile kabul olunmaz."
Ismail Hakki Bursevi (k.s.) Hazretleri, Maide suresinin hirsizin cezalandirilmasi ile alakali 38. ayet-i celilesini tefsir ederken, su iki hadis-i serifi kaydetmektedir: Resulullah efendimiz (s.a.v.), "Insanlarin hirsizlik bakimindan en kötüsü, namazindan calandir." buyurunca ashab-i kiram (r.a.), "Ya resulAllah!Bir insan namazindan nasil hirsizlik yapar?" dediler. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), "Namazin rüku´ve sücudunu tam yapmamak suretiyle" diye cevap verdiler.
Diger hadis-i serifte de, yine rükünlerinden calinarak kilinan namaza isaretle söyle buyurmuslardir: "Ki$i, altmis sene (bu sekilde) namaz kilar da, bir namazi bile kabul olunmaz."
Rahmetinden Bir Damla Bizede Ayır YaRAB...
TADILI ERKANI TERK ETMENIN ZARARLARI...
Fakirliğe sebep olur.
Adaletten düşer, şahitliği dinen kabul olmaz
Namaz kıldığı yer, kıyamette aleyhine şahitlik eder.
İmansız ölmeye sebep olur.
Namazın hırsızı olur
Kıldığı namazı, eski bez gibi ahirette yüzüne vurulur.
Allahü teâlânın merhametinden mahrum olur.
Diğer ibadetlerin sevabının yok olmasına sebep olur.
Allahü azim-üş-şanın gazabına nail olur.
Şeytanı sevindirmiş olur.
Cennetten uzak, Cehenneme yakın olur.
Kendine zulmetmiş olur.
Sağ ve solundaki meleklere eziyet etmiş olur.
Resulullah efendimizi üzmüş olur.
Fakirliğe sebep olur.
Adaletten düşer, şahitliği dinen kabul olmaz
Namaz kıldığı yer, kıyamette aleyhine şahitlik eder.
İmansız ölmeye sebep olur.
Namazın hırsızı olur
Kıldığı namazı, eski bez gibi ahirette yüzüne vurulur.
Allahü teâlânın merhametinden mahrum olur.
Diğer ibadetlerin sevabının yok olmasına sebep olur.
Allahü azim-üş-şanın gazabına nail olur.
Şeytanı sevindirmiş olur.
Cennetten uzak, Cehenneme yakın olur.
Kendine zulmetmiş olur.
Sağ ve solundaki meleklere eziyet etmiş olur.
Resulullah efendimizi üzmüş olur.