Rebîu'l-Evvel Mevlid Gecesi
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Rebîu'l-Evvel Mevlid Gecesi
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz bu ayın 12'sinde dünyayı şereflendirmişlerdir. Bu itibarla, senenin ilk kandili olan Velâdet kandili (Mevlid gecesi) bu ayın 12'nci gecesidir.
Bu ay içinde mümküm olduğu kadar salât-ü selâmı (Salât-ı Nâriye, Salât-ı Münciye ve Salât-ı Fethiye) çok okumalıdır.
Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için bir tesbih namazı kılmalı, bir de Hatm-i Enbiyâ yapmalıdır.
Tesbih namazına niyet:
Yâ Rabbî, niyet eyledim rızâ-i şerîfin için tesbih namazına. Yâ Rabbî, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra garkettiğin sevgili habîbin, başımızın tâcı Resûl-i Zîşân Efendimiz'in hürmetine ve bu geceki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Allâhü Ekber
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DOĞUMU
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DOĞUMU
Mîlâdın 571, Rebîülevel ayının 12.gecesi, (Nisan ayının 20.günü) Mekke ufukları ağarırken Peygamber Efendimiz, Hz.Muhammed-ül Mustafa Sallallâhü Aleyhi ve Sellem dünyâyı şereflendirdi. O'nun doğduğu sabah, âlem başka bir âlem oldu, cihan nurla doldu. Zirâ O'nun teşrifleri sıradan bir hâdise değildi. Bütün peygamberlerin geleceğini müjdelediği ins-ü cin'in ve melâikei kirâmın teşriflerini beklediği bir peygamberdi O.. Bu yüzden, geceler içinde benzeri yoktur. Kâinâtın en azametli hâdisesi bu gece vukûa gelmiştir. Bütün âlem bu geceyi bekliyordu.
Peygamber Efendimiz'in babası Abdullah, az zaman önce vefât etmiş olduğundan, annesi Hz.Âmine hiç zahmet çekmeden dünyâya getirdiği bu nur topu çocuğu, dedesi Abdulmuttalib'e müjdeleyince, bahtiyar dede torununun doğumuna pek sevindi. Hemen bir ziyâfet vererek O'na isim koydu.
Kureyş uluları; "Bu ziyâfete sebep olan çocuğa ne isim koydun?" diye sorduklarında,
Abdulmuttalib; "Muhammed ismini verdim." dedi.
Onlar; "Ecdâdında olmayan bu ismi vermekten muradın nedir?" diye sorunca,
Abdulmuttalib; "Umarım ki O'nu yerde halk, ulvîlikler âleminde Hakk pek çok övecek" diye cevap verdi. (Zîra, Muhammed; «pek çok hamd-ü senâ olunmuş kimse» mânâsına gelmektedir.)
Peygamber Efendimiz'in doğduğu gece dünyâda fevkalâde hâdiseler oldu. Şöyle ki:
O devrin en büyük devleti Kisrâ'nın sarayında, mimarların mühendislerin yıkılmaz diye rapor verdiği ondört sütun çöktü.
Sâvâ gölü kurudu.
Mecûsîlerin uzun müddetten beri sönmeden yakıp tapındıkları ateşgedeleri söndü.
Müşriklerin Kâbe üzerine koymuş oldukları putlar devrilip kırıldı. Onların, hâşâ, Allah diye tapındıkları putları küp kırığına dönmüştü.
Bütün bunlar çok mühim bir şeye işâret ve beşâretti. Çünkü, Hak gelmiş, bâtıl zâil olmuştu. Hakkı telkin ve tebliğ edecek olan Kâinâtın Efendisi, Peygamberler Peygamberi, Fahri âlem, Muhammed'ül Mustafa (S.A.V.) doğmuştu.
Gerçekten ilerde İran'ın saltanatı yıkılacak, Bizans İmparatorluğu dağılacak, putperestlik sönecek, küfrün bataklığı kuruyacaktı.
Peygamber Efendimiz'in Nesebi
Peygamber Efendimiz'in nesebi, şirki, küfrü reddeden Hanif dîninin yayıcısı Hz.İbrâhim'e dayanır. Babası Abdullah Haşimoğullarındandır. Annesi Âmine Zühreoğullarından olup, birkaç göbek sonra soyları birleşir. Her ikisi de Mekkelidir.
İbrâhim Aleyhisselâm'ın oğlu Hz.İsmâil'in evlatları içinde Ben-i Adnan, Adnâniler içinde Ben-i Mudar, Mudâriler içinde Kureyş kabîlesi diğerlerinden daha büyük bir şerefe sahipti. Hele Kureyş kabîlesinin içinden Hâşim kolu, çok sayılan ve sevilen bir koldu.
Hâşimî Kolunun Soy Silsilesi
Hâşim'in babası Abdimenaf, O'nun babası Kusayy (Zeyd), O'nun babası Kilâb, O'nun babası Mürre, O'nun babası Kâ'b, O'nun babası Lüveyy, O'nun babası Gâlib, O'nun babası Fihr, O'nun babası Malik, O'nun babası Nadr, O'nun babası Kinâne, O'nun babası Huzeyme, O'nun babası Müdrike (Amir), O'nun babası İlyas, O'nun babası Mudar, O'nun babası Nizar, O'nun babası Ma'ad, O'nun babası Adnan'dır.
Bunların içinde ne zaman birinin iki oğlu oldu ise Hz.Muhammed (S.A.V.) en şerefli, en hayırlı olan tarafta bulunurdu. Her asırda O'nun ceddi kim ise, yüzündeki nurdan anlaşılırdı. Çünkü Hz.İsmâil'in alnında bir nur vardı, yıldızlar gibi parlardı bu nur. Bu nur ona pederinden kalmıştı. Sonra evlâttan evlâda intikâl ederek Efendimiz'e kadar ulaştı. İşte o nur, Kâinâtın Efendisi'nin cedlerini açık açık her devirde göstermiş olan nurdur. Peygamberden peygambere geçen nurdur. Bu nur, Âdem'le Havva'nın dünyâya indirilmesinden beri intikâl edegeliyordu. Bu nurun gerçek sâhibi kimdi? Fahri Kâinât efendimizdi...
Hz.Âdem'den beri evlattan evlâda intikâl edegelmiş olan ve nihâyet asıl sâhibine erişmiş olan nur...
RABBİM BU GECENİN FEYZİNDEN BEREKETİNDEN İSTİFADE EDEN KULLARIN ZÜMRESİNE İLHAK ETSİN CÜMLE MUSLUMAN DİN KARDEŞLERİMİZİ.RABBİM BU GECENİN ESRARINA ERENLERİNDEN EYLEŞIN O BUYUK NEBİYİ MUHTEREME HAKKIYLA ÜMMET OLAN KULLARDAN EYLESİN.AMİN
Bu ay içinde mümküm olduğu kadar salât-ü selâmı (Salât-ı Nâriye, Salât-ı Münciye ve Salât-ı Fethiye) çok okumalıdır.
Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için bir tesbih namazı kılmalı, bir de Hatm-i Enbiyâ yapmalıdır.
Tesbih namazına niyet:
Yâ Rabbî, niyet eyledim rızâ-i şerîfin için tesbih namazına. Yâ Rabbî, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra garkettiğin sevgili habîbin, başımızın tâcı Resûl-i Zîşân Efendimiz'in hürmetine ve bu geceki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Allâhü Ekber
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DOĞUMU
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DOĞUMU
Mîlâdın 571, Rebîülevel ayının 12.gecesi, (Nisan ayının 20.günü) Mekke ufukları ağarırken Peygamber Efendimiz, Hz.Muhammed-ül Mustafa Sallallâhü Aleyhi ve Sellem dünyâyı şereflendirdi. O'nun doğduğu sabah, âlem başka bir âlem oldu, cihan nurla doldu. Zirâ O'nun teşrifleri sıradan bir hâdise değildi. Bütün peygamberlerin geleceğini müjdelediği ins-ü cin'in ve melâikei kirâmın teşriflerini beklediği bir peygamberdi O.. Bu yüzden, geceler içinde benzeri yoktur. Kâinâtın en azametli hâdisesi bu gece vukûa gelmiştir. Bütün âlem bu geceyi bekliyordu.
Peygamber Efendimiz'in babası Abdullah, az zaman önce vefât etmiş olduğundan, annesi Hz.Âmine hiç zahmet çekmeden dünyâya getirdiği bu nur topu çocuğu, dedesi Abdulmuttalib'e müjdeleyince, bahtiyar dede torununun doğumuna pek sevindi. Hemen bir ziyâfet vererek O'na isim koydu.
Kureyş uluları; "Bu ziyâfete sebep olan çocuğa ne isim koydun?" diye sorduklarında,
Abdulmuttalib; "Muhammed ismini verdim." dedi.
Onlar; "Ecdâdında olmayan bu ismi vermekten muradın nedir?" diye sorunca,
Abdulmuttalib; "Umarım ki O'nu yerde halk, ulvîlikler âleminde Hakk pek çok övecek" diye cevap verdi. (Zîra, Muhammed; «pek çok hamd-ü senâ olunmuş kimse» mânâsına gelmektedir.)
Peygamber Efendimiz'in doğduğu gece dünyâda fevkalâde hâdiseler oldu. Şöyle ki:
O devrin en büyük devleti Kisrâ'nın sarayında, mimarların mühendislerin yıkılmaz diye rapor verdiği ondört sütun çöktü.
Sâvâ gölü kurudu.
Mecûsîlerin uzun müddetten beri sönmeden yakıp tapındıkları ateşgedeleri söndü.
Müşriklerin Kâbe üzerine koymuş oldukları putlar devrilip kırıldı. Onların, hâşâ, Allah diye tapındıkları putları küp kırığına dönmüştü.
Bütün bunlar çok mühim bir şeye işâret ve beşâretti. Çünkü, Hak gelmiş, bâtıl zâil olmuştu. Hakkı telkin ve tebliğ edecek olan Kâinâtın Efendisi, Peygamberler Peygamberi, Fahri âlem, Muhammed'ül Mustafa (S.A.V.) doğmuştu.
Gerçekten ilerde İran'ın saltanatı yıkılacak, Bizans İmparatorluğu dağılacak, putperestlik sönecek, küfrün bataklığı kuruyacaktı.
Peygamber Efendimiz'in Nesebi
Peygamber Efendimiz'in nesebi, şirki, küfrü reddeden Hanif dîninin yayıcısı Hz.İbrâhim'e dayanır. Babası Abdullah Haşimoğullarındandır. Annesi Âmine Zühreoğullarından olup, birkaç göbek sonra soyları birleşir. Her ikisi de Mekkelidir.
İbrâhim Aleyhisselâm'ın oğlu Hz.İsmâil'in evlatları içinde Ben-i Adnan, Adnâniler içinde Ben-i Mudar, Mudâriler içinde Kureyş kabîlesi diğerlerinden daha büyük bir şerefe sahipti. Hele Kureyş kabîlesinin içinden Hâşim kolu, çok sayılan ve sevilen bir koldu.
Hâşimî Kolunun Soy Silsilesi
Hâşim'in babası Abdimenaf, O'nun babası Kusayy (Zeyd), O'nun babası Kilâb, O'nun babası Mürre, O'nun babası Kâ'b, O'nun babası Lüveyy, O'nun babası Gâlib, O'nun babası Fihr, O'nun babası Malik, O'nun babası Nadr, O'nun babası Kinâne, O'nun babası Huzeyme, O'nun babası Müdrike (Amir), O'nun babası İlyas, O'nun babası Mudar, O'nun babası Nizar, O'nun babası Ma'ad, O'nun babası Adnan'dır.
Bunların içinde ne zaman birinin iki oğlu oldu ise Hz.Muhammed (S.A.V.) en şerefli, en hayırlı olan tarafta bulunurdu. Her asırda O'nun ceddi kim ise, yüzündeki nurdan anlaşılırdı. Çünkü Hz.İsmâil'in alnında bir nur vardı, yıldızlar gibi parlardı bu nur. Bu nur ona pederinden kalmıştı. Sonra evlâttan evlâda intikâl ederek Efendimiz'e kadar ulaştı. İşte o nur, Kâinâtın Efendisi'nin cedlerini açık açık her devirde göstermiş olan nurdur. Peygamberden peygambere geçen nurdur. Bu nur, Âdem'le Havva'nın dünyâya indirilmesinden beri intikâl edegeliyordu. Bu nurun gerçek sâhibi kimdi? Fahri Kâinât efendimizdi...
Hz.Âdem'den beri evlattan evlâda intikâl edegelmiş olan ve nihâyet asıl sâhibine erişmiş olan nur...
RABBİM BU GECENİN FEYZİNDEN BEREKETİNDEN İSTİFADE EDEN KULLARIN ZÜMRESİNE İLHAK ETSİN CÜMLE MUSLUMAN DİN KARDEŞLERİMİZİ.RABBİM BU GECENİN ESRARINA ERENLERİNDEN EYLEŞIN O BUYUK NEBİYİ MUHTEREME HAKKIYLA ÜMMET OLAN KULLARDAN EYLESİN.AMİN
Re: Rebîu'l-Evvel Mevlid Gecesi
Allah razı olsun kardeşim önemli bir okadarda maneviyatlı bir gün ve gece .mevlamız celle celaluhu o gün ve gecenin hürmetine biz aciz zelil kullarını affı ilahisine nuru ilahisine mazhar kıllar.cümle islam alemini afatı arazıyyeden afatı semaviyeden esirger korur selam ve dua ile..
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re:
Allah Razı Olsun abla çok değerli bilgiler vermişsin.
Tüm müslüman aleminin Mevlid Kandili Mübarek Olsun İnşallah.
Tüm müslüman aleminin Mevlid Kandili Mübarek Olsun İnşallah.
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com
- uykuluenes
- Yeni Üye
- Mesajlar: 18
- Kayıt: 14 Şub 2007, 00:00
Re:
sagolun kardeşlerim hepinizin veladet kandili mubarek olsun hayırlara vesile olur inş.arkadaşımız Adnanın manasını sormuş dilimin döndüğü kadarıyla izah etmeye calışayım.Adnan hani kuranı azimu şanda" cenneti adnin "geciyor .adin cenneti cennetin bir ismi .adin lafzının sıfatı muşebbiyesi adnanun gelir atşana vezninde. ya şimdi arabca terimler sgası var ibaresi var yani arabca bilgisi lazım kısaca cennetin isminden isim..selam ve dua ile